Çarlık Rusyadan Günümüz Rus Sinemasına Bir Bakış

in #tr7 years ago (edited)

 


                                                        "Potemkin Zırhlısı film afişi"

1917 yılında Rusya’da Lenin Önderliğinde gerçekleştirilen Ekim Devrimi, yirminci yüz yılın en büyük gelişmelerindendi. Marks ve Engels, sosyalizmin kitleler için en doğru sistem olduğunu savunmuş ve sosyalizm ile ilgili kuramsal çalışmalar yapmışlardı. Lenin ise yapılan bu kuramsal çalışmaları Rusya’da pratiğe dökmeye çalışmıştır. Bu yeni sitemde, sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan işçi sınıfı, dünya tarihinde belki de ilk defa iktidarda söz sahibi olacaktı. Çarlık Rusya’nın yıkılmasının ardından sosyal hayattan sanata kadar her alanda devrim gerçekleştirdi. Sosyalizmi sadece kendi ülkelerinde değil bütün dünya üzerinde yaymak isteyen Sovyetler Birliği, kitle iletişim araçlarını etkili bir şekilde kullanıyordu. Kendi propagandasını yapmak için dünyada ilk sinema okulunu kurdular. Sanatın bütün alanları gibi sinemayı da etkili bir şekilde kullanmak isteyen Lenin, sinemanın önemini şu sözleriyle vurguluyordu; “sinema bizim için diğer sanat dallarının en önemlisidir.”  ,

                                                                              "Vladimir Lenin" 

 Sinema devlet tekeline alındıktan sonra üretilen filmler, devlet ideolojisini merkeze alan hikayelerden oluşmaktaydı. Böyle olmasına rağmen Sovyet Sinemacıları, dünya sinemasına büyük katkılarda bulundular. Ellerindeki imkanları oldukça iyi kullanan yönetmenler hem kuramsal anlamda hem de pratik olarak büyük eserler ürettiler. Bu eserler günümüzde hala aynı şekilde değerini korumaktadırlar. Sovyetler Birliği’nin en önemli ve ilk sinema okulu olan VGİK’te eğitim alan yönetmenler arasında; Andrey Tarkovsky, Aleksandr Sokurov gibi önemli yönetmenlerde bulunmaktadır.  

                                                        "Dünyanın ilk sinema okulu VGİK"

                                                         "Andrey Tarkovski"


 1920’li yıllarda Sovyet sinemasına yön veren önemli yönetmenler arasında bulunan, Sergey Ayzenştayn, dünya sinemasına da büyük katkıda bulunmuştur. Kuramsal olarak yaptığı çalışmalarını daha sonra pratik olarak sinemaya uyarlayan Ayzenştayn, tüm zamanların en iyi filmi kabul edilen “Potemkin Zırhlısı” filmini 1925 yılında çekmiştir. Film 1905 ayaklanmasının yirminci yıldönümü için hükumet tarafından desteklenmiştir. Potemkin Zırhlısı’nda, Çarlık Askerlerinin gemi mürettebatına karşı acımasız davranması sonucu mürettebatın ayaklanması konu edinir.  


                                                                      "Potemkin Zırhlısı"

 Konusu itibariyle devrimci sinemanın en önemli filmlerinden olan, Potemkin Zırhlısı, montaj biçimi olarak sinema da devrim yapmaktaydı. Montaj ve kurgu kavramlarını birbirinden ayıran ve kurgunun önemini ortaya koyan bu filmde, birbirinden bağımsız planlar bir araya getirilerek anlamlı bir bütün oluşturulmuştur. Oluşturulan bütün o kadar etkili olmuştur ki dönemin Almanya dışişleri bakanı filmi kendi ülkelerinde yasaklamıştır.  

                                                                    "Sergey Ayzenştayn"

 Aynı dönemde ön plana çıkan bir diğer önemli Rus Yönetmen ise; Dziga Vertov’dur. Vertov, Ayzenştayn ve diğer kurgunun ön plana çıktığı filmler çeken yönetmenlerin aksine, sinemada gerçekliğin ön planda olduğu bir sinemadan yanaydı. Filmlerini gerçek mekanlarda çeken Vertov, günümüz belgesel sinemacılığının da öncülerinden sayılmaktadır. İlk uzun metraj filmi Sine-Göz filmini 1924 yılında çekmiştir. En önemli filmi olan Kameralı Adam’ı ise 1929 yılında çekmiştir. Film elindeki kamerayla Moskova sokanlarını çeken bir kameramanın çektiği görüntülerden oluşmaktaydı. Bu görüntüler gelişi güzel görünse de planlı bir şekilde tasarlanmıştır.  

                                                                    "Dziga Vertov"

 Rusya 1920’li yılların başında propaganda filmleri yapmış olsa da dünya sinemasına büyük bir katkı sağladığı yadsınamaz. 1927 yılında Josef Stalin ülkenin başına geçtikten sonra birçok alanda olduğu gibi sinemada da bir takım kısıtlamalar getirdi. Sinemada sosyalist gerçekçi filmlerin çekilmesini ve sosyalist liderlerin hayatının filme alınmasını istedi. Sinemacıların hükumet tarafından kısıtlanması Rus Sinemasında büyük bir durgunluk oluşmasını sağladı. Her yıl üretilen film sayısı azalmaya başladı. Hükumet politikasının dışında bireysel filmler yapmak isteyen yönetmenler ülkeden ayrılmak zorunda kaldı. 

                                                              "Andrey Zvyagintsev"

1991 yılında, Mihail Gorbaçov’un yaptığı reformlardan sonra Sovyetler Birliği dağıldı. Rus Sineması hükumetin baskısından kurtuldu. Yönetmenler filmlerinde daha özgür davranmaya başladılar ve bu durum daha yaratıcı ve başarılı filmlerin ortaya çıkmasını sağladı. Bu yönetmenler arasında benimde çok beğendiğim, Andrey Zvyagintsev’in sinemasını ele alan bir yazı serisi yazmayı planlıyorum. Şimdilik Hoşça kalın... 



Sort:  

Cool! I follow you. +UP

Congratulations @thecutcut! You received a personal award!

1 Year on Steemit

Click here to view your Board

Support SteemitBoard's project! Vote for its witness and get one more award!

Congratulations @thecutcut! You received a personal award!

Happy Birthday! - You are on the Steem blockchain for 2 years!

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking

Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!