GARİBAN

in #trlast year (edited)

Uzun yolculuklar yapılırken iki çeşit aile ve insan vardır, bir aile dinlenme tesisine girer ve orada herhangi bir restaurant'ta karnını doyurup yoluna devam eder. Diğer aile ise dinlenme tesisine girer arabasını güzel bir yeşillik alana park eder ve mescidi bulup namazını kılar, hiçbir şey yapmazsa bile muhakkak ki o dinlenme tesisine girer ve '' Ne güzel ortam '' diyerek tuvaleti kullanır. Bazen bazı dinlenme tesislerinin tuvaleti o kadar lüks oluyor ki insan sıçmaya utanıyor. Bu göt buraya layık değil diyor kendi kendine.

Birinci aile, yani restaurantta yemek yiyen aile çoktan yollarını yarılamışlardır belki de. İkinci aile ise dinlenme tesisinde temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra arabalarının başına dönerler ve arka kapıyı açıp termosu ve yol için hazırlanmış yiyecekler (genelleme börek olur) çıkarırlar dışarı, yeşillik alana bir güzel oturup çay ile onları bir güzel gömerler. Bir yandan yemek yiyip bir yandan varacakları nokta hakkında konuşurlar. Bir zaman sonra da yoldan geçen arabaları izlerler. Yemek yendikten sonra hemen kalkılmaz, iki üç bardak daha içerler. Sonra araçlarına binip usul usul giderler. Hoş, onlar hızlı da gitse arabaları gitmez. Hızlı gitmeye başladığı zamanda araçları küsüp bozulur. La garibanın yüzü güler mi hiç?