Every Travel is a New Begging! This post about travelling and about education of travelling. World is like a book and if we didn't travel we can just read one page. But to understand life, understand the world we must to read more page as we can as possible. So, this is content of my experience and future plans. As you know me and @vitruvianman travelling every 6 month and new adventure time is coming. Steemit will be part of our new adventures more then before. We are preparing some cool things ;) So, I want to share this mega travel guide!

From Prague with my fans

Bir Ukte Olarak Yurtdışına Çıkmak

---

Özellikle lise bitip üniversiteye geçilip; erkeklerin artık üniversiteliyim saç sakal yığınına, kızların ise üniversiteliyim kızılına geçiş yaptığı dönemlerde herkesin dilinde, kalbinde ve de aklındadır Inter-rail yapmak veya yurt dışına çıkmak. Fakat bu ulvi hedef bir çok kişide olduğu yerde, ısıttığı koltukta kalmaya devam eder. İcraate geçen kitle azdır. Uzunca bir süre bende bu kitleden oldum, icraate geç(e)meyenlerden. Fakat okul hayatımın istediğim gibi şekillenmemesi, gelecek planlarım konusunda aldığım radikal kararlar, yaşadığım küçük şehri çabuk tüketmem gibi faktörlerden sonra çantayı sırta attığım gibi "Hadi bana müsade!" diyerekten yola düştüm. Son derece anlık ve planlanmamış bir karar ve eylemdi bu. Hayatımdaki kırılma anlarından birisiydi sanırım bu gidiş. Çünkü sadece ilk defa yurt dışına çıkmamıştım aynı zamanda ilk defa İstanbul'a gelmiştim, ilk defa uçağa binmiştim, ilk defa bir hostelde kalmıştım.

Bir çok ilkin birleşme noktası olan bu ilk durak ise Kafka'nın Milena'yı düşünerek kaldırımlarını arşınladığı Prag'dı. Bu ilk tecrübenin ardından @vitruvianman ile sırasıyla Belgrad, Kiev ve Lviv'e gittik. Yakın zamanda yeni bir rota için tekrardan yollara düşeceğiz. Bunu yapmadan önce seyehat etmek, bize kattıkları, süreç vs gibi konular hakkında bir genel yazı yazmak istedim. Çünkü etrafımdaki bir çok insan "Yaşıyorsun be bu hayatı, hayat sana güzel!" diyerek sanki imkansızı başarmışım gibi davranıyor. Onlar da benim gibi gidip görmek, tecrübe etmek istiyorlar fakat kurtulamadıkları bir prangaları var. Belki kişiden kişiye değişir bu pranganın adı ama çoğu kişide bu tereddüt olarak çıkıyor karşımıza. O adımı atacak yeterli gücü bulamayabiliyor insan kendisinde, bende uzun süre bulamadım çünkü. Fakat aslında her şey evden çarşıya gitmek kadar kolay. Umarım bu yazı aklında soruları veya tereddütleri olan kişiler için ateşleyici bir işlev üstlenir.

From Prague, Beograd and Kiev

Seyehat Öncesi Süreç

---

Çıkmaya karar verdiniz diyelim, peki ne yapmanız gerekiyor? Öncelikle tabi pasaport almanız gerekiyor. Oturduğunuz şehir/ilçeye bağlı en yakın emniyet müdürlüğüne gidip pasaport başvurusu yapabilirsiniz. Çok bir ücreti de yok zaten, bana her şey dahil 100 TL'ye mal olmuştu ve 1 hafta sonra elinize ulaşıyor genelde. Tabi aldığınız pasaportun türüne göre gidebileceğiniz ülkeler ve vize mevzusu devreye giriyor. Bordo pasaportluysanız Shengen üyesi bir ülkeye gidebilmek için vize almanız gerek ve bu da ortalama (acentasız) 300 TL ekstra masraf demek. Vize başvurum onaylandı onaylanmadı stresi de cabası. Fakat anne veya babanızdan birisi devlet memuru ise Yeşil Pasaport alarak tüm bu süreci atlayabilirsiniz. Pasaportu aldık, vize durumuna göre ülkeyi seçtik ve gerekliyse vizede aldık. Sırada ne var?

Uçak bileti ve kalacak yer ayarlama mevzusu var. Gerçi vize başvurusunda genelde bunları istiyorlar sizden yani sıralamada öne geçiyorlar ama bazen rezervasyon yapıp bileti almadan da altından kalkınabiliyor bu durumun. Uçak biletini şuana kadar hep skyscanner'dan bakıp en ucuz ve en uygun olanı buldum hep. Bir iki ay önden almak bilet fiyatından ciddi kazanç sağlamanızı sağlıyor. Barınmada ise hosteli booking, evi airbnb üzerinden araştırıp tuttum hep. Yine aynı şekilden erken davranmak bütçeye artı yansıyor. Bu işlemlerde hallolunca gideceğimiz tarih gelene kadar orada geçireceğimiz günleri planlamakla uğraşıyoruz. Gerçi bu biraz kişiye bağlı. Anı yaşamak isteyebilirsiniz fakat planlı olmak zamandan ve paradan tasarruf etmenizi sağlıyor. Tasarruf edilen zaman ekstra eğlence için kullanılabilir. O yüzden olabildiğince her şeyi planlayıp öyle yola çıkıyorum.

From Prague and Kiev

Bu planlama ise genel olarak şöyle;

• Gidilecek restorant, pub, club, coffee shop gibi yerler araştırılıp not alınır.
• Gidilecek müze, tarihi bina ve turistik noktalar araştırılıp not alınır.
• Kaldığımız yere en yakın ve en ucuz market-change ofice gibi yerler bulunup not alınır.
• Bulunan yerler offline haritada (CityMap2Go ve Google Maps) tek tek işaretlenip, kaydedilir.
• Şehrin offline haritası ve offline yerel dil translate'i indirilir telefona.
• Gerekli offline uygulamalar indirilir telefona.
• Havaalanından merkeze veya kalacağımız yere giden ulaşım yolları araştırılıp not alınır.

Bunları da yaptıktan sonra gitmeye hazırsın demektir. Haritada işaretlediğin gidilecek yerleri uzaklıklarına göre günlere paylaştırınca artık hangi gün nereye gideceğin planlı olacak ve hepsi haritada işaretli olduğu için sana sadece gidip, yiyip- içip, gezmek kalacak. Bu sayede zamandan ve paradan tasarruf edip bunları istediğin ekstra şeylere harcayabileceksin. Şuana kadar @vitruvianman ile gittiğimiz tüm şehirlerde aynı sistemi uyguladık ve çok faydasını gördük. Zaten genelde tek şehir seçip orada 1 hafta kaldığımız için zamanımız bol oluyor ve rahat rahat takılıyoruz. Bu yüzden turistik ziyaretten ziyade o şehrin kültürünü, yaşam tarzını tatmak oranın yerlisi gibi bir hafta yaşamak için gidiyoruz. Yani bir nevi alıcı gözü ile bakıyoruz, tası tarağı satıp gelsek buraya nasıl olur gözüyle bakıyoruz. Lviv bizden geçer not aldı mesela son seyehatimiz de. Hatta @vitruvianman "Olurda ayda 1000 $ pasif gelirimiz olursa gelip yerleşelim buraya." demişti. Hala beklemedeyiz :D

From Kiev and Beograd

Seyehat Etmenin Kazandırdıkları

---

En başta olaya şu gözle bakmak gerek bence. Yeniden doğduğunu varsay, ama eski bilgi tecrübelerin sende hala ve gideceğin ülkede doğuyorsun. Etrafa, akan hayata, insanların yaşam biçimlerine o gözle bakmak gerek. Her şeye sıfırdan başlamak. Ama bu o ülkede olmak zorunda değil, dönüp kendi ülkende de yapabilirsin bunu. Ama bu seyahat sana yapman gerekenleri gösteren bir rehber olacak. Mevzu bu zaten, seyahatleriniz ile öğrenmek, gelişmek. Sanırım bu yüzden Inter-rail fikri cazip gelmiyor bana. Bir iki günde bir şehri, bir ülkeyi öğrenemezsiniz. Ancak instagram profilinize yeni selfiler çekersiniz.

Oysa bu tarz seyahatlar hayata, sorunlarınıza, geleceğe bakış açınızı değiştirebilecek potansiyele sahiptir. Sadece değerlendirmemiz gerek. Prag'da tanıştığım birisi sayesinde Seatle'da bir yapım şirketine kısa film senaryosu yollama şansına, Lviv'de tanıştığım birisi ile yazın staj yapma konunda fırsat çıktı karşıma. Bu sadece gittiğiniz yere turist olduğunuz gerçeğini geride bırakarak bakarsanız ve olabildiğince farklı kültür-ülke ve meslekten insanlarla tanışırsanız olabilecek bir şey. Özünde bir başarıda değil, sadece bazı şeylerin aslında son derece kolay olduğunu sadece o ilk adımı atmamız gerektiğini öğretmişti bana. Gittiğiniz ülkeler ve tanıştığınız kişilerin hayat hikayeleri, gelecek hayalleri ister istemez insanı etkiliyor ve olaylara bakışınız değişiyor. Ve bu değişim gerçekten kaçırılmayacak kadar güzel...

@monomyth