Yıllardır istanbulda yüzlerce kez taksiye binen birisinin kişisel deneyimi olarak yazıyorum ve soruyorum: kendi sektöründe kural tanımayan, trafikte başkasının canına malına önem vermeyen, hakız kazanç sağlayan, rant kapısı olarak gören, taciz eden ve olumsuz bir çok olaya sebep veren taksicilere ses çıkarmayanlar kalkmışlar haksız kazançtan bahsediyorlar.
Kendi ahlaki değerlerine sahip çıkamayanlar elbette birlikte hareket edecekler. Basın da bu taksici saldırılarına alttan alta çanak tutuyor diye düşünüyorum. Uber gibi projelere entegre olmak istanbuldaki taksi plakası sahiplerini ve çalıştırdıkları eğitim düzeyi düşük -hadi onu geçtim ruh hastası- yüzlerce şöförü korkutuyor. Temiz olamamak, ahlaklı olamamak, taciz edememek korkutuyor. Turuisti kazıklayamamak korkutuyor.
Bir çok alanda olduğu gibi ahlak alanında da gerileyen toplumun yansımasıdır taksicilerin saldırganlığı.
Ekonominin ve şehirdeki yaşam koşullarını olumluya çeviremeyen yöneticilerdedir sorumluluk.
Bu insanlara 3-4 km de olsa canımızı teslim etmeme kararı alabiliyor muyuz? Asıl yasaklamayı bizler mi yapmalıyız?