Geçtiğimiz günlerde bulunduğum bu uluslararası düzeyde ve Türkiyenin belkide en büyük kitap fuarlarından biri olan bu fuar hem ülkemizin kitaba olan düşkünlüğünün bir kanıtı niteliğinde hemde kitapların bile artık reklam amaçlı basıldığının kanıtı niteliğindeydi. Fuarda çok güzel görüntüler sohbetler söyleşiler ve çok düzenli hayran kitlelerinin birbirleriyle saygı çerçevesinde imza günlerine katılmaları söyleşileri dinlemeleri kitap stantlarının önündeki kalabalıkların o mükemmel görüntüleri ve insanların heyecanla bir köşelerde kitap okuyup sohbet etmeleri oldukça hoş görüntülerin birbiriyle ahengini gösterdi bizlere. Bir de orada sadece sosyal medyanın aktif müdavinlerinin sözde hayran kitleleri ile yaptığı çığlık ve bağırışlar vardı. Ortamın tamamen seviyesinin altlara çekildiği okumak için değil imza alınmak bir fotoğraf çekinmek için kitabın alındığı bir kesimde elbette vardı. Sosyal medya günümüzün en büyük reklam aracı bu inkar edilemez bir gerçek ve bu reklam kaynağını belki de bilinçsiz bir tüketici kitlesinin önümüzdeki nesillerde oluşmasını sağlayacak. Bilgiden uzak fan boyluk sevdasının git gide artması ve evebeyinlerin bu olaylara göz yumması git gide bilinç kaybına uğrayan bir nesilin oluşmasını sağlıyor. Toplumun her dinamiğinde bu olaylarına artması ve popüler kültürün sürekli ve hızlı bir şekilde değişip şekillenmesi trent oluşumların popüler atıklar haline gelmesi ve destekleyen kültürel yapının bozulmaya başlaması toplumsal dinamiklerimizdeki bozulmanın ve yozlaşmanın en büyük örneklerini barındırıyor. O popüler diye saçma olsa dahi onun giyinilmesi, okunması, onun gibi yürünmesi, konuşulması yani kısacası taklik edilmesi kişilerin, bireyin benlik olgusunun önüne geçtiği taktirde onun çıkılmaz bir travmanın ortasında bırakacak. Şüphesiz gelecek nesilimizin bu tip bir tehlike ile karşı karşıya olduğu bilinmekte. Bilinçsiz insanların sosyal medyayı bilinçsizçe kullanıp yeni trentler oluşturması bunu da popüler kültüre pazarlaması, onu destekleyen kişiler gözünde o ürünün gereksiz olmasına rağmen desteklenmesini sağlayacaktır. Bu nedenle tüketim artacak fakat amaçsızlaşacaktır. Bu da bireyin eksik kalmasını ve hayatta sorunlar yaşamasını destekleyecek ve onu yalnızlaştıracaktır.
Kitap okumanın önemi tam da burada ortaya çıkan bir etkinlik aslında, bireyin kendi hayal dünyasını güçlendiren ve onu yalnızlıktan uzaklaştıran onu iletişime sokan bir etkinlik bilincinin en uçlarını ve yaşama dinamiklerini uyandıran böylece onu birey olma statüsüne daha kolay yolla eriştiren bir etkinliktir. Günümüzde taklit bireylerin artmaya başlaması ve çocukların küçük yaşlarda bu popüler sosyal medya reklamlarına dolaylı ya da dolaysız yoldan maruz kalmaları onları okuma etkinliğinin dışına itiyor. Popüler olanı izleme ve taklit etmeye başlamaları gelecekteki hayatta daha bilinçsiz tükeciler haline gelmelerini sağlıyor. Bu da toplumsal yapının daha duyarsız olmasını tetikleyip tepkilerin oluşumunun önündeki başlıca engeli oluşturuyor.
Velhasılı kelam kitap okumak ruha nefes aldıran bir eylemdir. Okudukça daha çok düşünüp anlamaya ve hayatı elindekilerle taktir etmeye başlarsın. Geleceğin için daha mantıklı ve düzgün kararlar almaya başlarsın. Ne aldığının bilincinde olan ne almak ve üretmek istediğini bilen bireyler haline gelir ve bunu toplumsal düzeyde anlamlandırarak ihtiyacının ve gelişiminin parçalarını birleştirirsin. Böylece çevrene daha duyarlı ve toplumsal dinamiklerini tehlikeden uzak tutarak kendini daha iletişimin ve toplumun içinde görür ve bireysel yalnızlık duygusundan kurtulursun. Umarım gelecek neslimizin gelişimi için gerekli çaba ve hoşgörüye sahip olabiliriz. Heveslerin bizleri ele geçirmesini engellemek başta büyükler olarak bizlerin görevidir. Duyarlı bir nesil yetiştirmek dileğiyle.