İyi Bilirdik...[Türkçe Bilim - Piri Reis'i Nasıl Bilirdiniz?]

in #tr6 years ago (edited)

1470 yılının Nisan ayıydı. Gelibolu’da boğazın serin sularının sakinleştiği, Ay’ın baktıkça insanlara huzur veren mehtabı yaratmak için göğe yükseldiği, kayıkların küreklerini ahenkle dans ettirdiği bir salı akşamında, Gelibolu’nun taş evlerinden birisinde gecenin sakinliğini bozan tatlı bir ağlama sesi duyuldu. Bu ses Karamanlı Hacı Ali Mehmet’in evinden geliyordu. Fatih Sultan (II.) Mehmet’in emriyle Karaman’dan İstanbul’a göç ettirilen Hacı Ali Mehmet Bey, İstanbul’da bir süre kaldıktan sonra ailesiyle birlikte Gelibolu’ya taşınmıştı. Dünya denizcilik tarihine adını altın harflerle yazdıracak olan, Hacı Ali Mehmet Bey’in oğlu, usta denizci Kemal Reis’in yeğeni Muhyiddin gözlerini ilk olarak Gelibolu’da açılmıştı. Kendisini karış karış keşfedecek bir yiğidin doğduğundan dünya bile habersizken, Gelibolu’nun serin akşamında, o taş evin kapısında, elleri cebinde, müjdeyi bekliyordu Hacı Ali Bey. Ağlama sesini duymuştu çok şükür. Şimdi bir de köyde doğumlara giren teyze çıkıp ‘karın da çocuğun da iyi’ dediği zaman dünyalar onun olacaktı. Evet müjdeyi vermişti teyze, nur topu gibi bir oğlunuz oldu.


Kaynak

Ahmet Muhyiddin ya da bizim ve tüm dünyanın bildiği şekliyle Piri Reis işte böyle bir gece de açmıştı dünyaya gözlerini. Çocukluğu Gelibolu’da geçmişti. Hareketli ve kabiliyetli bir çocuktu. Küçük yaşına rağmen, sorulan sorulara verdiği cevaplarla zekasına hayran bırakırdı herkesi. Daha delikanlılık çağına gelmemişti ki, usta bir denizci olan amcasının etkisiyle olsa gerek denizciliğe merak saldı. Küçük yaşında amcası Kemal Reis’in yanında denizciliğe başladı. Reis olma yolundaki ilk adımını da böylece atmış oluyordu. O yıllarda Reis’lik bileğinin hakkı ile oluyordu, şimdilerde olduğu gibi değildi.

İspanya’da Hristiyanlar, Hristiyanlığı yaymak için önceleri yumuşak ve uysal bir yöntem seçildi. Ancak bu istenilen başarıyı sağlamayıp, yeterince Müslüman din değiştirmeyince acımasız ve zorba bir yöntem izlenmeye başlandı. Kiliseye bağlı olan engizisyon mahkemeleri adeta bir etnik temizliğe imza atıyordu. O dönemler bir Müslüman devleti olan Endülüs’te Yahudilerle birlikte barış içerisinde yaşayan Endülüs Müslümanları da bu zorba yöntemlerden nasibini alacaktı. Endülüslü Müslümanların bu zulüm karşısında yardım isteyebilecekleri en güçlü ve hatta tek güçlü Müslüman devleti Osmanlı idi. Endülüslü Müslümanlar Fatih Sultan Mehmet Han’ın oğlu, Osmanlı padişahı II. Bayezid namı diğer Bayezid-i Veli’den yardım istedi. Tarihler 1486'yı gösterirken, Osmanlı Devleti’ne ait deniz aşırı sefer kapasitesine sahip bir donanması bulunmadığı için, dönemin ünlü denizcilerinden Kemal Reis Osmanlı nam ve hesabına Gırnata’daki Müslüman ve Yahudileri zulümden kurtarmak göreviyle İspanya’ya sefere gönderildi. Sefer boyunca artık bir delikanlı olmuş olan Ahmet Muhyiddin, amcası Kemal Reis’in en büyük yardımcılarından birisi oldu. Kemal Reis, Muhyiddin’in denizciliği bu kadar çabuk kavramasından dolayı çok memnundu. Muhyiddin haritacılığa da bu yaşlarda merak salmıştı. İleride kendisi gibi kudretli bir denizci olacağı her halinden belli oluyordu. Kemal Reis kendisine verilen görevi hakkıyla yerine getirdi, Gırnata’dan aldığı Müslüman ve Yahudileri Kuzey Afrika’ya sağ salim ulaştırdı. Bu görevin ardından 1489-1493 yılları arasında Muhyiddin ve amcası Kemal Reis Akdeniz’de korsanlık yaptı, içlerinde Korsika, Sicilya ve Fransa gibi yerleri de barındıran birçok yere yapılan akınlara dahil oldu. Bu yıllarda gerek denizcilik gerekse harita alanında kendisini çok geliştirdi.

1494 yılının ortalarında Osmanlı Padişahı II. Bayezid, Venedik’e yapılacak sefer için güçlü bir donanma kurmak amacıyla Akdeniz’de korsanlık yapan bütün gemileri donanmaya katılmaya davet eden bir ferman çıkardı. Bu çağrı üzerine Osmanlı Donanmasına katılmayı bir şeref bilen Kemal Reis’le birlikte Padişahın huzuruna çıktı ve resmi donanmaya katıldı. Venedik savaşı Muhyiddin’in artık Reis olduğu bir savaş olarak tarihte yerini alçaktı. Piri Reis bu savaşta, ilk defa savaş gemi kaptanlığı görevini aldı. Denizcilikteki başarıları ile bilinen Venedikliler Piri Reis ve Osmanlı Donanması karşısında fazla direnemedi. Osmanlı Devletine vergi vermeyi kabul ederek bir barış antlaşması imzaladılar. Piri Reis, 1495-1510 yılları arasında da İnebahtı, Rodos, Midilli, Navarin gibi birçok seferde de Osmanlı donanmasında gemi kaptanı olarak hizmet etti. Çocukluğundan beri yazmaya çok meraklı olan Muhyiddin Piri Reis, bu yıllarda Akdeniz’de gördüklerini ve yaşadıklarını bir kenara not etmekteydi. Bu yazdıklarının dünya denizcilik tarihinin ilk kılavuz kitabının temellerini oluşturacağını sanırım kendisinden başka hiç kimse bilmiyordu. Evet, Kitab-ı Bahriye’nin temelleri burada atılmıştı.

1511 yılının başlarında Akdeniz’de amcasıyla birlikte çıktıkları deniz seferlerinin kaçıncısı olduğunu kendisi bile bilmiyordu. Deniz oldukça dalgalıydı ve gemiyi kontrol etmek gittikçe zorlaşıyordu. Akşam saatlerine kadar geminin işleriyle uğraşmış, dümen tutmuş ve yorulmuştu. Kaptan köşkünün bulunduğu yerde biraz kestirip kendisine gelmek istedi. Gözlerini kapatalı daha 10 dakika olmamıştı ki güverteden gelen bağırtılara uyandı. Alelacele güverteye indiğinde gördüğü manzara, denizlerin bu güçlü Reis’inin bile gözlerinden yaşları sökecek kadar acıydı. Deniz adına bildiği ne varsa hepsini öğreten amcası boylu boyunca yerde yatıyordu. Onlarca sefere çıkmış, zorlu görevleri aşmış ünlü denizci Kemal Reis, güvertede dengesini kaybetmiş ve başını sancak direğine çarpmıştı. Başından aldığı sert darbe sonrası yılların denizcisi Kemal Reis Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu. Bu elim olaydan sonra Piri Reis, Barbaros kardeşler olarak bilinen Hızır ve Oruç Reis’in komuta ettiği donanmada az sayıda sefere katılmış olsa da zamanının büyük bir çoğunluğunu Gelibolu’da haritalar ve kitaplar üzerinde geçirdi. Bu çalışmalarının sonunda birçok harita meydana getirmesine rağmen bir tanesi diğerlerinden çok daha farklıydı. 1513 yılında Piri Reis ilk dünya haritasını çizmişti. Bu haritayı çok önemli kılan özelliklerden bir tanesi de Kristof Kolomb’un 1498’de çizdiği ancak günümüze ulaşmamış olan Amerika kıtası hakkında bilgiler içeriyor olmasıydı. Piri Reis’in dünya haritasının günümüze ulaşan üçte birlik kısmı Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika’nın batısı ve Amerika kıtasının doğu kıyılarını içeriyordu.


Kaynak

Piri Reis 1517 senesinde, Yavuz Sultan Selim Mısır Seferi emrini vermeden hemen önce İstanbul’a geldi. Mısır Seferi’ne Barboros Kardeşlerin emir komutasındaki donanmada Deniz Albayı (Derya Beyi) rütbesi ile gemi komutanı olarak katıldı. Donanmayla birlikte Kahire’ye giderek çok istediği Nil Irmağını çizme tutkusunu yerine getirdi. İskenderiye’nin ele geçirilmesi esnasında yılların verdiği tecrübe ve keskin zekası ile kritik rol oynadı. Bu güçlü donanmanın içindeki güçlü bir kaptan dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim Piri Reis’i başarılarından dolayı tebrik etti. Bu sırada da padişaha hazırlamış olduğu dünya haritasını sundu. Haritayı keskin bakışlarla inceleyen Sultan Selim, seferlerinde adet edindiği üzere “bize doğusu lazımdır Piri Reis” diyerek haritayı ikiye böldü. Yavuz Sultan Selim’in eline aldığı parça doğu seferleri için altın değerindeydi ancak bu parça günümüze kadar ulaşmadı.

Mısır seferinden sonra Gelibolu’ya dönen Piri Reis, en büyük hayallerinden birisini gerçekleştirmek için masa başına geçti. Gençlik yıllarından beri tutmuş olduğu notları bir araya getirip, üzerine de yılların tecrübesini ekleyerek o muhteşem şaheseri ortaya çıkardı. Bundan sonra denizcilere kılavuzluk edecek olan o kitap, Kitab-ı Bahriye ölümsüzleşmişti. Fetihler dönemi olan Kanuni Sultan Süleyman devri başladıktan sonra Piri Reis tekrar donanmaya katıldı. 1523’te Rodos ve 1524’te Mısır seferlerinde donanmaya tecrübesi ve eserleriyle çok şey kattı. Mısır Seyrinde Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın dikkatini üzerine çekti ve takdirini kazandı. 1525 yılında ise yazmış olduğu şaheseri İbrahim Paşa aracılığıyla padişaha sundu. Deniz tarihi açısından dünyanın ilk kılavuz kitabı olmakla beraber, bu kitap bizlere Piri Reis’in bu yıllara kadar ki yaşantısı hakkında bilgi vermesi sebebiyle de çok kıymetlidir.

Piri Reis, 1528 yılında bir parçası şu anda elimizde bulunan ve Kuzey Amerika’yı gösteren, daha önceki dünya haritasından daha detaylı bir harita çizdi.

Takvimler 1533’ü gösterirken adeta denizlerin efendisi gibi görülen, Andre Doria ile yaptığı çarpışmalar efsanelere dönüşen, Kızıl Sakallı Hızır Reis namı diğer Barbaros Hayrettin Paşa Kaptan-ı Derya olunca, Piri Reis de Tümamiral (Derya Sancak Beyi) rütbesiyle donanmadaki yerini aldı. Artık yaşının ilerlemeye başladığı bu dönemde Osmanlı donanması için Güney sularında bilgisi, tecrübesi ve zekası ile hizmet etti. Bu dönemde birçok denizci onun tecrübelerinden istifade etti. 1546 yılında Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hakk’ın rahmetine kavuşmasının ardından kendisini idam sehpasına götürecek olan Mısır Kaptanlığı görevine atandı.

80 yaşının üzerinde halen denizlerde sefer yapabilen ihtiyar bir delikanlıydı artık Piri Reis. 1552 yılında Basra üzerine 30 gemilik bir donanma ile sefere çıktı. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen hala çok iyi bir denizci ve kaptandı. İlerleyen yaşına rağmen çökmemiş, genç delikanlılara taş çıkaracak toklukta ve gürlükteki sesi ile emirler yağdırıyordu. Kendisinden sayıca üstün olan Portekiz donanmasını Basra’da mağlubiyeti tattıran bu ihtiyar delikanlı, sağ kalanların Hürmüz kalesine kaçması üzerine kaleyi kuşattı. Önceden bölgede hazırlık yapmış olan ve halktan da yardım alan Portekizliler kuşatmaya direndi. Kuşatmayı daha fazla sürdüremeyeceğini anlayan Piri Reis bölgeyi yağmaladı. Portekiz’den çok sayıda geminin yardıma geldiğini haber aldı. Kendi donanmasına zor durumda olan gemilerin tamiratı ve bakımı için emir vermişti. Gemiler şu anda hareket edebilecek konumda değildi. Bunun üzerine Piri Reis 3 adet ganimet dolu gemiyle Süveyş’teki donanma merkez tersanesine geldi. Donanmayı geride bıraktığı gerekçesiyle Mısır’da hapse atıldı. Ömrünü uçsuz bucaksız denizlerde geçirmiş olan, sınır nedir bilmeyen bilge kaptan, bu havasız, daracık ve rutubet kokulu odaya hapsedilmişti. Piri Reis’ten istediğini alamayan Basra valisi ve politik hırslarıyla bilinen Mısır Beylerbeyi’nin padişaha verdiği raporlar Piri Reis’in idamının yolunu açtı. Bugün dahi eserlerini övünerek saydığımız, Türk ve dünya denizcilik tarihine damgasını vurmuş, ömrünü denizlere ve devletine adamış olan usta kaptan ve kartograf Piri Reis, ağaç kütüğünün önünde, bir hayli ağarmış sakallarına sürterek boynunu kütüğe uzatırken, seksen küsür yıllık hayatına ne kadar çok şey sığdırdığını düşündü. Kütüğün üstünde duran zayıf bedeninde nefesinin hızlandığını fark etti. Adet olduğu üzere sordu cellat: “ var mı son bir isteğin?” Piri Reis güçlükle açtı dudaklarını ve son nefesinde sadece celladı ve kendisini duyacağı o kelimeler döküldü dudaklarından. “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü

Piri Reis defnedilmeden önce cemaat camii önünde toplanmış, bu büyük denizciye karşı son vazifesini yerine getirmek istiyordu. İmam duaları okuduktan sonra cemaate doğru yüksek sesle sordu: “Merhumu nasıl bilirdiniz?”. Cemaat hep bir ağızdan cevap verdi “ İyi bilirdik”…

Not: Bu yazı okuyucuyu sıkmamak maksadı ile edebi bir dil kullanılarak tarihi roman tadında yazılmıştır. Yazı yazılırken yapılan araştırmalara bağlı kalınarak edinilen bilgiler doğrultusunda yazılmıştır. Çok eski bir dönemi ve kişiliği anlattığı için edinilen bilgiler arasında birçok ihtilaf bulunmaklar beraber, akla en uygun olanları ve daha tutarlı gözükenleri esas alınmıştır. Birçok kaynakta Piri Reis’in doğum tarihi bile 1465-1470 arası olarak belirtilmektedir. Yani kesin doğum tarihi bile tam olarak belli değildir. Yazının akıcılığını sağlamak için bazı yerlerde kurgu yapılmış olmakla birlikte dönemin şartları değerlendirilerek dönem şartlarıyla uyumsuz olmaması için ekstra bir çaba sarf edilmiştir. Yazının en az Piri Reis hakkında yazılan diğer yazılar kadar bilimsel değer taşıdığına inanıyorum. Yazı dili gerekçesi ile bunun göz ardı edilmemesini temenni ediyorum. Ben bir tarihçi değilim, bu konu da uzmanlık alanımda değil bu nedenle yapmış olduğum/olabileceğim bütün kusurlardan dolayı gerek sizlerden gerekse tarihten özür diliyorum. Sevgi ve saygılarımla…
Kullanılan Kaynaklar:

1 2 3 4

Piri Reis hakkında ileri okuma linki: 5

Osmanlı'nın Endülüs Müslümanları'na yardımı ile alakalı ileri okuma linki 6

Piri Reis ve Eserleri hakkında detaylı bilgi için: 7

Piri Reis'in Hayatı ve Eserleri, Cevat Ülkekul, Dönence Yayınları


Posted from my blog with SteemPress : http://www.househusband.tk/2018/07/iyi-bilirdik-turkce-bilim-piri-reisi-nasil-bilirdiniz

Sort:  

Bu yazıyı Gelibolu'da iken okumakta ayrı bir keyifti.

Ellerinize sağlık.

Çok anlamlı bir tesadüf olmuş, teşekkür ederim..

Hocam eline sağlık gerçekten harika olmuş. Tarihi bir roman gibi tek solukta okudum. Anlatim tarzınız çok güzel tebrik ederim. Bilimsel yazıların direkt bilgi vermesi bazen sıkıcı olabiliyor o yüzden yaratici fikrinizden dolayı da teşekkür ederim.

Beğendiyseniz ne mutlu, teşekkür ederim :)

This post received 0.66 SBD upvote from @tipU funded by @mucar38 | @househusband now has a chance to win free @steembasicincome share :) | Voting service | For investors.

Congratulations @househusband! You have completed the following achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :

Award for the number of upvotes

Click on the badge to view your Board of Honor.
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

To support your work, I also upvoted your post!

Do not miss the last post from @steemitboard:
SteemitBoard World Cup Contest - Colombia vs England


Participate in the SteemitBoard World Cup Contest!
Collect World Cup badges and win free SBD
Support the Gold Sponsors of the contest: @good-karma and @lukestokes


Do you like SteemitBoard's project? Then Vote for its witness and get one more award!

Tebrik ederim gerçekten çok keyifli ve güzel bir anlatım olmuş. Kalemine sağlık.

Beğenmenize sevindim, çok teşekkür ederim.

Çok güzel anlatmışsınız, elinize sağlık

Ders kitapları böyle yazılsa, çocuklar keyifle okur, öğrendiklerini de unutmazlar..

Uygun görürseniz bu seriye devam etmenizi rica ediyorum,
Selamlarımla