Bir günü bir gününü tutmayan bir deli
Hayatı seviyor belki
Ama ne yapsın şizofren hani
Şiirle girdim ama düz yazı devam edelim. Bir varmış bir bir yokmuş. Belki aklı çokmuş ama yine de hiç aklı yokmuş. Ne pirelerin berber olması ne de develerin tellal olması bizimkinin umurunda değilmiş. Kimilerine göre bir efsane kimilerine göre bir hayal ürünü. İşte bizim deli Mehmet'in en saf öyküsü...
Annesi bir bayram sabahı Sivas'ın Gürün ilçesine bağlı Sarıca köyünde doğurmuş Deli Mehmet'i. Mehmet meme emmiş, emeklemiş, yürümüş koşmuş. Arkadaşlar edinmiş, top oynamış, köpek dövüştürmüş. Evvel zamana gömülmüş Mehmet büyümüş. Köyün en yakışıklı delikanlısı olmuş. Çeşme başında bir güzele vurulmuş. Yok yok çeşme başında karnından vurulmuş. Hem de ne vuruluş. Zaten adı da ondan sonra Deli Mehmet kalmış ya...
Ey okur şimdi anlatacaklarım Mehmet'in başından geçen tertemiz bir aşkın neticesinde doğan bir dramın öyküsü olacak. Şimdi senden bu anlatacaklarımı dikkatle okumanı istiyorum! Anlatacaklarım ne bir Yeşilçam filmi, ne bir masal, ne bir efsane. Anlatacaklarım. Mehmet'in başından bir türlü geçmeyen tertemiz bir aşkın öyküsü ve sonucu... Dilersen şimdi bu öyküyü bir akıl hastanesinde yatmakta olan Mehmet Ç.'nin bizzat kendi ağzından dinleyelim. Ben aradan çekiliyorum ve ey okur seni Mehmet ile başbaşa bırakıyorum.
Her şey çok güzel gidiyordu. Özlemiyor değilim o yılları, zaten tüm yaşantım 18 yıla sığdırmış olduğum çocukluğum ve gençliğim. Sonra aşık oluşum. Ardından adımın deliye çıkması ve köyden kaçışım. Yine de kaçamadım. Bırakmadılar peşimi. Oysa köyle tüm irtibatımı kesmiştim. Yaren'in bile kapısını çalamayacak kadar uzaktayım artık. Kurtulmuştu benden. Onu artık rahatsız etmiyordum. Sarıca köyünden bir serseri eksilmişti. Sonra cezaevine düşüşüm ve orada kendimi bulmam. Kısaca hayatımın özeti böyle... Şimdi ise bir akıl hastanesinde ömrümün yarım kalan kısmını tamamlamaya çalışıyorum. Yaren'siz ve YAR ile...
Artık umurumda olan tek şey. Varlığın ve yokluğun sahibi. Gençliğimi bir yar uğruna heba ettiğim yıllarım aslında bana çok şey kazandırdı. Küçümsediğimi düşünmeyin bir yar dediğim için. O benim her şeyimdi. Hiçbir şeyim olsa da öyleydi. Hayat bir film değil ilk görüşte aşka inanmam. İlk bakış, çarpılma falan filan. O filmlerin devri çoktan geçmiş olmalı. Eğer aşkı öyle zannediyorsa bir insan gerçek aşkı tanımamıştır. Buna inanıyorum. Ben şuan 50 yaşımda, bir akıl hastanesinde, geriye ne kadar ömrüm kaldığını merak etmeden vuslatı beklemekte olan aciz bir insanım. Maden aşkı merak ettin deli kanlı sana anlatayım. Ama bildiklerini unut. Az önce de dedim ya yeşilçam'ın devri kapandı. Ben Yaren'e ne zaman aşık olduğumu hatırlamıyorum. Onunla lisede tanışmıştım. Daha önce oyun oynamışlığımız da vardı. Hatta beraber elma bile çalmıştık Cemal ağanın bahçesinden. Şuan hayattaysa hakkını helal etsin. Sıradan bir şeydi. Normal derslere giriyor beraber oyun oynuyorduk. Haylazlık yapıyorduk. Hocalardan dayak yiyorduk. Öyle aşk falan yoktu hani. ya da ben o zamanlar bu hissi bilmiyordum ya belki ondandır. Bir şey hissetmiyordum ona karşı. Gel zaman git zaman okul bitti. Bir sene davar güttüm yabanda. Zehir gibi geçen koskoca bir yıl! Çobanlık yaptığım bu zaman zarfında Yaren'e aşık olduğumu anladım. Özlüyordum onu. Bu öylesine bir özlem değildi nasıl anlatsam. O benim gözlerimin içine bakıp gülümsüyordu. Benimle şakalaşıyordu. Bana değer veriyordu. Aşk denilen şey bu olmalıydı. Ama filmler öyle anlatmamıştı. Bir yerde çarpışmışlığımız falan da yoktu. Onla geçen dört yılda yavaş yavaş büyümüştü benim aşkım. Şimdi ne olacaktı. Yakında askere gideceğim. Ne olursa olsun onunla konuşmalıydım. Seni koyunlara anlatmak yetmiyor be Yaren'im. Sıcak bir Temmuz günü sürüyü Çomar'a emanet ettim ve köyün yolunu tuttum. Eve gelip güneşte ısıttığım bir güğüm su ile yunup paklandım. Dükkancı Omar Ağanın dükkanına gidip üstüme başıma bir şeyler alacaktım. Ama para nerede? Çaresiz evdeki en sağlam mintanımı giyidim. Pantolonumun söküklerini diktim. Güzelce traş oldum. Saçlarımı taradım. Köyün EN YAKIŞIKLISI BEN OLDUM. Bana hiçbir kız hayır diyemezdi. Zaten Yaren de dememişti. İkindi vakti onların sokağına gittim ve kapısında onun çıkmasını bekledim. Akşama doğru kapı açıldı. Uzunca bir aradan sonra onunla yeniden göz göze geldik. Gözlerinin içi gülümsedi. Yüreğim sanki yerinden çıkıyor gibiydi. Ne yapacağımı bilemedim. Mehmet dedi sonra. Orada öylece konuştuk. Meğer duygularım karşılıksız değilmiş. Bu kadar kolay olmamalıydı. Ben onun sadece bir arkadaşı değilmişim. Aynı zamanda umutları hayalleri olmuşum evladım. İşte hayatımın en güzel 19 yılı bundan ibaret.
Sonra ne mi oldu? Anama kızı istemesi için konuşmaya gittim. Ama annem söze benden önce girdi. "Oğlum hayırdır erkencisin. Davarı ne zaman getirdin?" deyince hayvanları yazıda bıraktığım aklıma geldi. İçimden bir "hiiih" dedim ve kapımız vuruldu. Avcı Cemal köylüyü toplamış ve köylülerle beraber kapımıza dayandılar. Meğer davara kurt saldırmış ve sürüyü telef etmiş. Çomar'dan ise hala bihaberim. Ne oldu demeye kalmadan Avcı Cemal tüfeği bana doğrulttu. Köylünün davarını kurda yedirdin. 200 koyunum vardı ne olacak şimdi. Cemal Ağa dur yapma demeye kalmadan karnıma saçmayı yedim tabi. Gavurun dölüymüş. Yabanda sadece hayvanları öldürmemiş vicdanını da öldürmüş evladım. Sonra saçmayı yememle birlikte sendeledim. Yere düşmek üzereyken kocaman bir taş gözüme ilişti ve taşı nasıl alıp nasıl attığımı hatırlamıyorum. Avcı Cemal'in kavası kırılmış. Orada öylece can verdi. Sonra askere gitmeyi beklerken cezaevine düştüm tabi. Nefsimüdafadan indirim aldım. Beş yıl ceza evinde yattım.
Ceza evindeyken bol bol düşünmeye vaktim oldu. Hayatı sorguladım. Biliyor musun Yaren aşk değilmiş evladım. Aşk YAR'mış. Ben Yaren'e kavuşacakken şimdi YAR'e varmayı bekliyorum. Gerçek aşkı bulduktan sonra garip gelmiş benim bu hallerim millete. Tuttular ceza evinden çıkınca da beni buraya getirdiler. Şimdi arada bir çıkarım. Sonra tekrardan beni buraya getirirler. YAR nedir biliyor musun evladım. Her şey O'dur. O her şeydir. Sen, ben, o; taş, toprak; yer ve gök, sonsuz alem. Ben O'yum diyorum diye deli miyim be evladım.
Yaren'i ise merak etmiyorum. Zaten Yaren de O'dur. O'na kavuşmak Yaren'e kavuşmak. Tüm özlemlerine kavuşmaktır. Anneye, babaya, sılaya kavuşmaktır, Sarıca'ya koşmaktır. Şimdi bekliyorum ki Vuslat gelsin.
Ey okurum, bazı hayatlar vardır ki dilden dile dolaşır ve efsaneye dönüşür. Efsaneler böyle doğar sonra destansılaşır hatta destanlaşır. Bense bunun önüne geçmek için bu Deli Mehmet'in hikayesini bizzat kendine anlattırdım. Halkın yaşayışlarını, kültürlerini, maneviyatını halkın ağzıyla bu hikayeye dahil etmek istemedim ki bu aşk ya da yaşam hikayesi en saf haliyle kalsın. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir upvote'yi çok görmeyin. Sağlıcakla kalın.
Elinize sağlık, çok güzeldi. Bizzat dinleyerek mi yazdınız gerçekten baya doğal olmuş. Resmin kaynağını belirtirseniz #tr gruplarından destek de alacaktır.
Çok teşekkür ederim.
You got a 11.08% upvote from @minnowvotes courtesy of @etasarim!
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here
teşekkür ederim.
Congratulations @guyruli! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
To support your work, I also upvoted your post!
Do not miss the last post from @steemitboard:
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!
Keyifle okuduğum bir öykü yazmışsın eline sağlık.
kısmını da hep hikayeye dair düşündüm ama bir yandan içten içe "gerçekten bu Deli Mehmet var mı" diye bir şeyler kurcalıyor :)