Basit Görünen Bu Sorunun Cevabı Sizce Ne?

in #tr7 years ago (edited)

Soru basit aslında...

Tüm zamanların en ölümcül silahı sizce hangisidir?

Hidrojen bombası?

Biyolojik ya da kimyasal silahlar?

Balistik füzeler?

Listeyi bu şekilde uzatabiliriz.

Bu sorunun cevabını kestirebilmek güç…

Ama bana göre bu sorunun tek bir cevabı var.

O da AK-47...

Ya da bilinen tam adıyla Kalaşnikof…

Nerede bir çatışma, bir savaş yaşansa başrol oyuncusu yıllar boyu hiçbir zaman değişmemiştir. Dünyanın ölüm kokan hangi coğrafyasına bakarsanız bakın tarafların hemen hemen hepsinin temel saldırı silah olarak kalaşnikof kullandığını görebilirsiniz.

9452838338_fdb1411cf4_c.jpg

Peki ama neden?

Teknolojinin her gün kendini yeniden yarattığı, yüzlerce farklı tip ve modelde silahın olduğu bu dönemde ilk üretiminin üzerinden 70 yıl geçmiş olmasına rağmen kalaşnikof neden bu kadar revaçta? Sorumuzun cevabı kalaşnikof’un tarihinde gizli..

Kalaşnikof, ilk olarak 1947 yılında Sovyet ordusunda görev yapan Mikhail Timoseviç Kalashnikov tarafından tasarlanıyor. İlk fikrin ortaya çıkışı ve tasarım süreci ilginç aslında…

Türkçe’de bir tabir vardır. Bir işi çaba göstermeden yapanlar için “yattığı yerden” derler. Kalaşnikofun ortaya çıkışı da aynen böyle oluyor.

Kısaca değinecek olursak; İkinci dünya savaşı sırasında Ruslarla Almanlar savaşmaktadır. Ancak o döneme göre teknolojik üstünlük Nazilerde olduğu için Nazilerin gelişmiş silahları karşısında Ruslar büyük kayıplar vermektedir. Çünkü Rusların elindeki mevcut silahlar Almanların silahlarına göre seri atış yapamamakta ve birkaç kullanımdan sonra gerek donanım yetersizliği gerekse hava koşulları nedeniyle bozulmaktadır.

Yine böyle bir çarpışma sırasında kalaşnikof’un mucidi Mikhail Klashnikov vurularak yaralanır. Uzun bir süre hastanede yatmak zorunda kalan Kalaşhnikov biraz da Rus milliyetçiliğinin verdiği inatla her koşulda çalışabilecek, basit ama güçlü bir silah yapma fikrini yavaş yavaş kafasında oluşturmaya başlar.

Sonrasında Mikhail Kalashnikov, 6 yıl süren uzun bir çalışmanın sonunda 1947 yılında barut gazı basıncı ile kendiliğinden atışa hazır hale gelebilen kalaşnikofu tasarlar. Üretildiği ilk günlerde sadece özel kutular içinde taşınarak kamuoyundan gizlenen kalaşnikof, 1947 yılında kızıl ordunun ana piyade tüfeği seçilir.

113-035211-mikhail-kalashnikov-statue-moscow-3.jpg

Kalaşnikof, AK-47 olarak bilinir. AK’nin açılımı Rusça “Avtomat Kalashnikova”’dır. 47 sayısı ise üretim yılı olan 1947 yılını simgelemektedir.

Mikhail Kalashnikov’un tasarladığı tüfek 7,62 mm çapında, yaklaşık 4,5 kilogram ağırlığındadır. Şarjör kapasitesi 30 mermi olan tüfek, bu 30 mermiyi seri atışta 2 saniyede namlusundan çıkarabilmektedir.

Basitliği, hafifliği, geri tepmesinin diğer silahlara nazaran son derece az olması, sudan, çamurdan etkilenmemesi ve tutukluk yapmaması nedeniyle kalaşnikof kısa sürede büyük ses getirir. Bunda tasarımcısının payı büyüktür. Çünkü Mikhail Kalashnikov tasarladığı tüfeği “Basit olan mükemmeldir, tüfeğimi hiç durmadan, sonsuza kadar çalışacak bir makine olarak tasarladım.” şeklinde tarif etmiştir.

Bu tarihten sonra İzmash firması tarafından seri üretimine başlanan kalaşnikoflar kısa sürede tüm dünyaya yayılarak kullanılmaya başlanır. Maliyetinin ucuzluğu, bakımının kolaylığı, dayanıklılığı, basit tasarımı ve kolay temin edilebilmesi gibi nedenlerle özellikle isyancı gruplar tarafından tercih edilir.

Bunun yanında kalaşnikofun dünya savaş tarihine olan etkisi de yadsınamayacak kadar büyüktür. Çünkü Vietnam savaşında Amerikalıların kendi silahları M-16 yerine ele geçirdikleri düşman askerlerinin kalaşnikof marka silahlarını kullandıkları bilinen bir gerçektir. Ayrıca Afganistan’ın işgalinde, Afgan mücahitlerin Rus askerlerine karşı en çok kullandığı silahta ne ilginçtir ki yine Rus yapımı olan kalaşnikoftur.

Kalaşnikof zamanla o kadar benimsenir ki ülke bayraklarında resmi bulunan tek silah halini alır. Mozambik, Zimbabve, Doğu Timor ve 1997 yılına kadar Burkina Faso bayraklarında kalaşnikof simgesi yer almıştır.

Sadece Rusya, Çin ve Doğu Almanya tarafından üretilen kalaşnikoflar bugüne kadar gelişmiş türevleriyle birlikte toplamda 100 milyondan fazla satılmıştır. Dünya nüfusunun 7 milyar olduğu düşünülürse bu her 70 kişiye, 1 kalaşnikof düştüğü anlamına gelmektedir.

AK-47’ler bir dönem Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından da kullanılmıştır. Ancak PKK’nın temel saldırı silahı olmasının yanı sıra teröristlerin mevzilendiği yerin kalaşnikofun kendine has sesiyle tespit edilebilmesi gibi nedenlerle artık silahlı kuvvetler tarafından kullanılmamaktadır.

1992 yılında kalaşnikofu üreten İzmash firması zarar ettiği gerekçesiyle iflas eder. Tasarladığı AK-47 ile rütbesi önce korgeneralliğe yükseltilen, sonrasında ise “Sosyalizm Kahramanı” ilan edilen Mikhail Kalashnikov ise 94 yaşında hayatını kaybeder.

7VVMEwClALbQAchA7tjTiYVCksPdb8he.jpeg

Kendisine sık sık sorulan “pişman mısınız?” sorusuna Mikhail Kalashnikov şöyle cevap verir:

“Ben sadece anavatanımı korumak için böyle bir silah yarattım ve asla pişman olmadım."

Her ne kadar kendisi bu dünyadan göçüp gittiyse de yarattığı silah dünyanın birçok yerinde bugün hala can almaya devam etmektedir.

Ölümlerin yaşanmadığı bir dünya dileğiyle…

Eğer yazımı beğendiyseniz yazıyı paylaşmanız ve oylamanız, olumlu olumsuz her türlü yorumlarınız beni mutlu edecektir.

Başka bir bilgi dolu yazıda görüşmek üzere.. Bilgiyle kalın...


KAYNAKÇA ( SOURCES)

Yazıda kullanılarn resimler ve temin edildiği kaynaklar aşağıdadır.

https://www.flickr.com/photos/99885005@N05/9452838338
https://dailytimes.ng/world/russia-unveils-statue-ak-47-inventor-kalashnikov/
http://en.kremlin.ru/events/president/news/19930

Sort:  

Ulaşmasınınolay olması her silah tüccarının envanterinde olması ve her koşulda çalışması yeterli sebeptir sanırım

evet aynen öyle...ama en önemli özelliği galiba her türlü hava koşulunda çalışabilmesi...

turklerinde suan yaptigi cok guzel silahlar var onlarida bir yorumunuzda ele alirsaniz sevinirim

Bunu da not edeceğim Emre Bey... Öneriniz için teşekkürler...

Dünyanın en ölümcül silahı petroldür nerede petrol varsa orada savaş var 20 yy.daki çatışmaların % 90 ı petrol için çıktı.

Kesinlikle katılıyorum...Bir gün petrol bitse insanlar yine birbirlerini yemek için bir sebep mutlaka bulurlar gibi geliyor bana.