Hezarfen'in hikayesini Evliya Çelebi Seyahatnamesinde yazmıştır. 1600 yıllarda Osmanlı Devletinde yaşamış ve Türk tarihinin en önemli bilginleri arasına girmiştir. Ahmet Çelebiye Hezarfen lakabı sonradan verilmiştir. Hezar farsçada binler anlamına gelmekte ve Hezarfen de çok şey bilen anlamında.
Hezarfen ilk uçuş deneylerine hazırlanırken 10. Yüzyılın Müslüman ve Türk bilgini İsmail Cevheri’nin çalışmalarını kaynak edinmiştir. Leonardo Da Vinci’de ilk uçuş makineleri çizimlerini yaparken İsmail Cevheri’nin çalışmalarından faydalanmıştır.
Hezarfen İsmail Cevheri’nin çalışmalarını geliştirerek kuşları ve uçuş şekillerini kanat yapılarını incelemiş ardından yapay kanatlar yapmaya karar vermiştir. Tasarladığı kanatların dayanıklılıklarını ölçebilmek için Okmeydanı'nda kanatlarla deneyler yapmış ve rüzgarlı havaların kanatlar üzerindeki etkilerini incelemiştir. Uzun bir süre deneylerine devam ettikten sonra artık Galata’dan kanatlarla süzülerek uçma hayalini gerçekleştirmeye karar vermiştir.
Tasarladığı yapay kuş kanatlarını kendisine bağlayıp Galata kulesinden boşluğa atlamıştır ve lodosun da etkisiyle süzülerek Anadolu tarafına Üsküdar civarlarına indiği söylenmektedir.
Hezarfen'in bu başarısı kıtalar arası ilk uçuş ve Türk tarihinin ilk uçuş başarısı olarak anılıyor.
Hezarfen Ahmed Çelebi'nin hikayesi, tüm bilgi ve belgeler sadece Evliye Çelebi'nin Seyahatnamesinde bulunmaktadır.
Evliya Çelebi Hezarfen'in Galata Kulesinden uçmayı başarması üzerine Sultan Murat Han tarafından bir kese altınla ödüllendirildiğini fakat daha Hezarfen'in başarısını çekemeyen ve böyle bir alımın ileride yapacaklarından korkanlar sultanı da etkisi altına alarak Hezarfen'in Cezayir'e sürgün edilmesini sağlamıştır. Çelebinin ifadelerine göre Hezarfen Cezayir de merhum olmuştur.