Gözlerim kan çanağı. Saat 5 buçuk, birazdan güneş doğacak. Yatağım sıcak ve kalbim soğuk. Yanaklarımı ıslatan gözyaşı değil hayal.
Pamuktan bulutlar üzerine atıyorum bedenimi. Bedenimi çepeçevre sarıyor şey.
Ruhum, geçişi yasaklanan varlık.
Bedenim mutlu. Ağlıyor ruhum.
Bulut gözyaşlarını emiyor ruhumun.
Yağmur yağıyor tenimin çölüne.
Çölde bir bukalemun.
Yağmura hasret.
Meraklı gözlerle izliyor toprağa düşen hayali.
Rengi değişiyor. Kızarıyor.
Mavi. Ardından siyah.
Düşen her damla onu karanlığa gömüyor.
Bilmiyor.
Seviniyor.
Gömülüyor.. Gömülüyor.
Son zerresi de karanlığa tutsak olunca anlıyor.
Keşke
diyor.
Cevap veriyorlar;
Fayda yok!
gecenin karanlığında şair olmuşsun. ortaya da güzel şiirin çıkmış gibi. yoksa duyguların mı? sonuçta ikisi de duygu ve duygunun eseri değil mi?
Yorumunuz için teşekkür ederim. Gecenin değilde gafletin karanlığı demek daha doğru olur.