Hindistan’a seyahat yapmak çoğu kişinin aklından hayatında en az bir kere geçmiştir; hatta öyle ki şehir hayatından kaçıp “sakin bir yerde domates yetiştirip köy hayatı yaşamak” gibi popüler hayaller arasında bir klasik olarak yer etmiş halde. Şehri bırakmayı ve erken emekliliği hayal etmek ne kadar gerçekçi bilemem, ancak Hindistan’a seyahat, doğru planlandığında hiç de hayal olarak kalmak zorunda değil. Bu yazıda bununla ilgili gerekli kilit noktalardan bahsedeceğim ve kendi seyahatimden fotoğraflar ekleyeceğim. Belki de yazıyı daha bitirmeden kendinizi Jaipur’a bir bilet almış olarak bulabilirsiniz!
Seyahat Süresi, Rota ve Mevsimler
Öncelikle, çoğu Uzak Doğu ülkesinde olduğu gibi Hindistan’a da kısa süreli bir seyahat yapmak birçok açıdan pek makul değil. Ben ünlü birkaç yeri göreyim, birkaç selfie çekeyim, sadece orada bulunmuş olup havasını soluyayım hemen dönsem de olur derseniz iş değişir tabii. Ancak Hindistan’ın ruhuna dair hakiki izlenimler edinmek istiyor ve stressiz bir gezi yapmak istiyorsanız en azından 2 haftanızı ayırmanızı ve rotanızı küçük tutmanızı öneririm. Bunun nedenlerinden başta geleni, son derece yavaş ve kalabalık bir ülke olması. A noktasından B noktasına planladığınız gibi ulaşmak, daha önceden oluşturduğunuz rotanızı zamanda aksama yaşamadan gerçekleştirmek her zaman mümkün değil. Otobüs yolculukları iptal olabiliyor, “5 saatte burdan oraya varırsın” dedikleri yol 14 saat çıkabiliyor, trenler uzun duraklamalar yapabiliyor, ya da en basitinden kalabalık nedeniyle toplu taşımada yer bulamayabiliyor ya da girmek istediğiniz mekanlara uzun beklemeler sonucu girebiliyorsunuz. Hani “mesele nereye gideceğin değil, yolculuğun kendisi” diye ünlü bir söz vardır ya, işte o resmen Uzak Doğu seyahatine gidecekler için uyarı niteliğinde ortaya çıkmış olsa gerek. Planınıza bire bir uyma gibi bir kuralınız varsa onu bir kenara koyup Hindistan’da yaşadığınız her ana bir deneyim gibi bakmanız gerekir, yoksa sinir küpü olabilirsiniz. Ki aslında gitmeden önce kafamızda kurduğumuz ve görmeyi istediğimiz asıl Hindistan, o A ve B noktalarından değil, tam da bu sürecin kendisinden size yansıyabilecek bir şey. Bu nedenle buna olumsuz bir durum olarak değil, sizi ve seyahate olan bakış açınızı değiştirecek bir deneyim olarak değerlendirebilirsiniz.
Aynı nedenden dolayı rotanızı da küçük tutmanızda ve 5 güne 5 şehir sığdırmamaya çalışmanızda fayda var. Şehirde “turistik” yerler arasında koşuşturup bir yerlere yetişmeye çalışmaktansa, bir sokak satıcısından soğuk bir Lassi (Hindistan’da yoğurttan yapılan bir içecek) alıp, banka oturup sokağı ve insanları izlemek size daha çok şey katacaktır ve daha keyifli olacaktır, buna emin olabilirsiniz. Bu yüzden bir şehre en azından 3-4 gün vermenizi tavsiye ederim. Bu da 2 haftalık bir geziyi düşünecek olursak maksimum 3-4 şehir ediyor.
Hindistan’da genel olarak mart ayının sonlarına doğru hava epey ısınmış oluyor ve bazı noktalarda seyahatinizi zora sokacak seviyelere kadar gelebiliyor. Haziran’dan başlayarak eylül, ekim civarına kadar muson mevsimi; ekimden marta kadar da hem az yağmurlu hem de Hindistan’ın en güzel zamanlarına giriliyor. Fırsatınız varsa seyahatinizi bu aylara denk getirmeye çalışın, eğer yoksa da muson zamanı gitmek de kötü bir fikir değil. Haziran-ekim ayları arasında Hindistan’ın kuzeyinde 4 ay geçirmiş biri olarak tek pişmanlığım yanımda bir çift yağmur çizmesi götürmemek oldu.
Tabii Hindistan çok geniş bir coğrafya, muson özellikle güney bölgeleri vuruyor, kuzey taraflarında dağların yağışları kesmesiyle çok fazla yağmura maruz kalmayabiliyorsunuz. Yine yükseltisi epey çok olan kuzey kesimlerde, örneğin Manali, Shimla, Rishikesh gibi bölgelerde hava her mevsim nispeten daha az yağışlı ve sıcak oluyor. Bu nedenle ayarlayabildiğiniz seyahat tarihlerine göre en uygun olacak şehirleri seçmeniz de mümkün.
Ne kadarlık bir bütçe?
Hindistan her bütçeden insan için inanılmaz genişlikte olanaklar sunan bir yer. Geceliği 2$’a da, 5000$’a da oda bulmak mümkün; sokak satıcılarından yiyerek günlük yemeğinizi toplamda 2-3$’a da getirebilirsiniz, en ünlü ve klasik restoranlarda istediğiniz kadar yiyip daha fazlasını da ödeyebilirsiniz. Tamamen tercihinize kalmış. Ancak yine de akılda bulunması gereken nokta şu: Büyük şehirlerde bütçenizi düşürdükçe deneyim kaliteniz de düşecektir. Mesela Delhi gibi bir şehirde 2$’a oda bulursanız kalmanızı kesinlikle önermem, ancak Dharamsala’da dağ manzaralı ve teraslı temiz bir odaya iki kişi gecelik 10$ ödeyebilirsiniz. Popüler turist rotasının ve turist mevsiminin dışına çıktıkça bu bütçe de önemli oranda küçülecektir. Toplu taşıma kullanmanız durumunda Türkiye’ye göre epey düşük fiyatlar ödersiniz, ancak her köşe başı karşınıza çıkabilecek turist acentalarını kullanmakta ısrarcıysanız yine ona göre değişecektir. Coğrafyaya ve kişisel standartlara göre değişken olan bu durum nedeniyle net olarak “şu kadarı cebinize koyun” demem doğru olmaz, ama Hindistan bir turizm cenneti olduğu için gideceğiniz bölgenin fiyatlarını önceden araştırabilir ve standartlarınıza göre bütçenizi ölçebilirsiniz.
Ne Yenir? Nerede Kalınır?
Hindistan’da yemek açısından sokak kültürü yaygındır, genel olarak Hintliler restoranları değil kendi güvendikleri ve bildikleri sokak satıcılarını tercih ederler. Bu noktada birkaç uyarı yapmak isterim.
Başta, sokakta satıldığı için hijyenik olmadığını, restorandaki yemeğin her koşulda daha temiz olduğunu düşünmek büyük bir yanlış. Genelde akşamüstleri yerini alan, elindeki yiyecekleri orada pişirip hemen satan sonra da kapatıp giden satıcılar, turist gelsin de dolaptakileri tüketsin diye bekleyen restoranlardan çok daha güvenli olabiliyor; çünkü malzemeleri günlük alıyorlar ve pişirip bekletme ihtiyacı hissetmiyorlar. Peki eğer şansınızı denemek isterseniz hangi satıcıyı seçeceksiniz? Tabii ki önü en kalabalık olanını! Kalabalık demek çok şey demek; hem orada yaşayıp nerede yiyeceğini bilen insanların deneyimlerinden faydalanmış oluyorsunuz, hem de talep fazla olduğu için devamlı üretim olduğundan ve bu nedenle yiyeceklerin de beklememiş olduğundan daha emin olabiliyorsunuz. Yine de bir Hintli’yle aynı bağışıklığa sahip olmadığımızı, onun alışık olduğu şeylerin bize dokunabileceğini aklınızın bir köşesinde bulundurmanızda fayda var. Ganj’da her gün yıkanan Hintlilerin yanında Ganj’a girmesiyle hastalanması bir olan turistleri unutmamak gerek.
Restoran seçimi ise daha karmaşık bir konu, bunun için Lonely Planet gibi seyahat rehberlerinin güncellenmiş versiyonlarından ya da Tripadvisor gibi kullanıcı yorumlarını ayrıntılı bulabileceğiniz sitelerden faydalanabilirsiniz. Sadece dış görünüşü çekici olduğu için boş bir restorana girmemenizi, önceden araştırma yapmanızı, yapamamanız durumunda da yine kalabalık olanı tercih etmenizi öneririm.
Kalacak yere gelince altın kural şudur: Önceden ayarlamak. Hindistan’a adım atar atmaz komisyon almak için peşinize düşecek kişiler olacak; size indirimli oda teklif eden, “tanıdık” bir yeri olduğunu söyleyen, nerede kaldığınızı sorup oranın “yandığını” ya da “güvenli olmadığını” söyleyip daha iyi yerler öneren tiplerle sıkça karşılaşırsınız. Karşınızdaki takım elbiseli bir seyahat acentası temsilcisi olsa bile hiç birine kulak asmayın. Kalacak yeri elbette inince kendiniz gezerek de bulabilirsiniz, ancak elinizde bavulla çat kapı giderseniz size daha yüksek bir fiyat söylemeleri de son derece olası.
Bu durumda kalacak yer nasıl ayarlanır? Bu konuda oldukça kullanışlı birçok site var; “India hotels” ya da “India hostels” yazarak Google’da başta çıkan sitelerden birçok indirimli fiyat bulabilirsiniz. Bu yine hem kullanıcı yorumlarını da okuyup istediğiniz gibi bir yer bulmanıza olanak sağlar, hem de gittiğinizde rezervasyonunuz olması durumunda yine de oda sağlanamıyorsa sorumluluğu rezervasyonu yaptığınız sitenin kendisine yükler ve problem kısa sürece kolayca çözülebilir.
Peki Güvenlik?
Hindistan’da güvenlik ve şehrin büyüklüğü ters orantılıdır; şehir ne kadar büyük ve kaotikse o kadar dikkatli olmanız gerekir, ne kadar popüler rotanın dışındaysa o kadar geniş olabilirsiniz. Tabii bu ne büyük şehirlerde bir paranoyak gibi gezin, ne de küçük şehirlerde güvenlik tedbirlerini koyverin demek. Neye dikkat etmeniz gerektiğini bildiğiniz takdirde güvenlik endişeleri Hindistan’a seyahati engelleyecek bir durum değil.
Genel olarak Pakistan ve Myanmar gibi ülkelerle olan sınırlar sorunludur; terör ve saldırılar görülmemiş değildir. Bu nedenle bu gibi sınır bölgelerine gidecek olursanız politik durum hakkında bilgi edindikten sonra planınızı yapmanız daha makul.
Yanınızda taşıyacağınız para miktarını 2-3 günlük harcamanızı karşılayacak şekilde tutmaya çalışın; tüm nakitinizi tek bir yerde değil birkaç parçaya bölünmüş şekilde iç ceplerinizde, çantanızın iç gözlerinde, ya da seyahat arkadaşınız varsa onunla bölüşerek saklayın. Genel olarak dolandırıcılığı engellemek açısından kredi kartı kullanımını minimumda tutun. Ben 4 aylık seyahat süresince bu açıdan bir problem yaşamadım ama, ekstra dikkatli olmak istiyorsanız, nakit çekmeden önce bir başkasının da kullanacağınız bankamatiği kullandığını gördükten sonra kartınızı kullanın; böylece kartınızı yutması gibi can sıkıcı bir problemle karşılaşma olasılığını büyük ölçüde engellemiş olursunuz.
Büyük şehirlerde gece yarısı tek başınıza, kalabalık olmayan yerlerde bulunmamaya çalışın, ki bu zaten maalesef dünyanın birçok yerinde geçerli olan bir durum.
Hindistan’da trafik bir kaostur ve Türkiye’ye göre ters taraftan akar. Yine de ekstra dikkatli olmanızı, ters taraftan gelen araç olup olmadığını kontrol ettikten sonra karşıya geçmenizi öneririm; çünkü bazen Riksha gibi küçük taşıtlar trafiğe girmemek için ya da yanlış yola saptığı için ters yönleri kullanabiliyorlar.
Tek başına seyahat etmeyi düşünen kadın gezginler için Bindi takmak da daha önce bu seyahati gerçekleştirmiş kişiler tarafından önerilen bir durumdur. Bindi, Hintli kadınların alınlarına boyadıkları ya da yapıştırdıkları bir tür takıdır; evli olduklarını gösterir. Okuduğum yorumlara göre kadın gezginler bu şekilde daha az problem yaşadıklarını belirtmişler.
Pasaport, para, bilgisayar gibi kıymetli varlıklarınızın hiçbirini otel/hostel odanızda bırakmayın. Yanınızda bilgisayar taşımak istemiyorsanız bazı konaklamalarda resepsiyona teslim edebilme seçeneğiniz var. Yine de hiçbir koşulda özellikle pasaportunuzu bırakmanızı önermiyorum.
Çok uzun tren yolculuklarına çıkacaksanız valizlerinizin fermuarlarını kilitlemek için yanınızda küçük kilitler bulundurmanızı öneririm. Aynı zamanda içim daha rahat olsun diyorsanız kendi kompartmanınıza valizinizi bisiklet kilidiyle de kilitleyebilirsiniz. 24 saati aşkın tren yolculuklarımda bu şekilde iç rahatlığıyla 8-9 saat aralıksız uyuduğumu bilirim.
Hindistan’da hırsızlık genel olarak saldırgan değil fırsatçı bir şekilde gerçekleşiyor. Yani siz fark etmeden eşyalarınızı almak isteyenler, cebinizden paranızı size çaktırmadan alıp gitmek peşinde olanlar olabilir. Bu nedenle önlemlerinizi buna göre alabilirsiniz.
Genel olarak ilgi toplayacak pahalı takılar takmamanızı, cüzdanınız elinizde ya da belinizde gezmemenizi tavsiye ederim. Her yerde bulabileceğiniz, seyahat için tasarlanmış, kıyafetlerinizin altına giyebileceğiniz çapraz para çantaları mevcut. Ben yalnızca Hindistan’da değil, dünyada gezdiğim onlarca şehirde de bu şekilde dolaşmayı tercih ettim ve hiçbir problemle karşılaşmadım.
Ne Alınır, Nasıl alınır?
Hindistan’da aradığınız her şeyi ve fazlasını bulmanız, zaman zaman kendinizi çok beğendiğiniz, örneğin koca bir halıyı “bunu uçakla nasıl taşırım acaba?” diye düşünürken bulmanız çok olası.
Gittiğiniz eyalete ve şehre göre satın alabileceğiniz otantik ürünler değişir. Mesela Udaipur görsel sanatlarıyla meşhurdur, 5$ civarına el yapımı harika resimler bulabilirsiniz; kuzey şehirlerinde kalın ve özel yünlerden üretilmiş kazaklar, şallar, battaniyeler, Jaipur’da el yapımı hakiki deri çantalar, ayakkabılar; Rajasthan’ın herhangi bir yerinde el işlemesi harika yatak örtüleri, oyma tahtadan heykeller, el sarması tütsüler satın alabilirsiniz. Tek uyarım şudur ki, fil dişi ürünleri satın almamak konusunda hassasiyet göstermeniz ve bu sektörü ve fillerin dişleri için katledilmesini desteklememeniz en doğrusu olur; Hindistan’da bunun engellenmesiyle ilgili çok büyük bir çaba olsa bile hala her köşede bu ürünlerden bulmak mümkün.
Pazarlıksa bu ülkenin olmazsa olmazı. Turistik yerlerde size önerilen fiyatın 10’da 1’ini önererek pazarlığa başlamanız gayet makuldür, pazarlığın gerisi çoğunlukla eğlenceli ve keyiflidir. Tabii zamanınız yoksa, istediğiniz şeyi hemen alıp oradan gitmek istiyorsanız sinir bozucu bir zaman kaybıymış gibi de hissettirebilir; en başta seyahat süresini belirleme meselesinden bahsederken göz önünde bulundurmanız gereken durumlara bir başka örnek de bu oluyor. A’dan B’ye gitmeye çalışmaya odaklanmak yerine bu yolculuğun kendisine değer vermek doğru olduğu gibi, pazarlığı istediğiniz şeyi istediğiniz fiyata almanın gereksiz bir parçasıymış gibi görmek yerine Hintlilerde doğrudan iletişim içine girdiğiniz, bire bir etkileştiğiniz bir deneyim gibi bakmak, sizin yanınıza satın aldığınız şeyden çok daha değerli bir izlenim olarak kalacaktır.
Yalnızca bir ürün değil, bir hizmet satın alırken de aynı şey geçerlidir. Bir Riksha’yla anlaşacak olursanız, kesinlikle binmeden önce fiyatı netleştirin; hatta sözde netleştirmekle kalmayıp yanınızda hep bulunduracağınız küçük bir not defterine anlaştığınız fiyatı yazıp karşınızdakine onaylatın. Böylece “thirtheen dollars” (13$) diye anlaştığınız ücret yolculuktan sonra “no no no, thirty dollars (30$)” olarak değişmez, hem de aldığınız o notlar size hatıra olarak kalır.
Genel olarak tren istasyonlarının, otobüs duraklarının orada halihazırda bekleyen, siz taşıttan indiğiniz gibi üzerinize atlayan Riksha’cılardan ve satıcılardan uzak durmaya çalışın, çünkü muhtemelen bir 50 metre yürüyüp ana yola çıktığınız zaman onun indiği son fiyatın yarısına sizi istediğiniz yere seve seve götürecek kişilerle karşılaşacaksınızdır.
Taksiye binecekseniz önceden anlaşmayı asla kabul etmeyin, kesinlikle taksimetreyi açma konusunda ısrarcı olun. Yine de taksicinin taksimetrede yazmasını beklediği fiyatı sorun, size makul geliyorsa tercih edin. Taksicinin yolu kasti olarak uzatıp uzatmadığını kontrol etmeniz, dahası, seyahatinizde herhangi bir noktada yönünüzü bilmeye ihtiyacınız olacağı durumlarda kullanmak üzere telefonunuzun navigasyonuna Hindistan haritasının tamamını indirebilirsiniz. Böylece internet kullanmaya gerek kalmadan ya da yanınızda ağır harita kitapları taşımadan da gps yardımıyla istediğiniz yere ulaşabilirsiniz.
Bu yazıda şimdilik Hindistan seyahati için bilmeniz gereken olmazsa olmaz noktalara değindim. Bir sonraki yazımın konusu seyahat bileti, vize, yanınıza almanız gereken ve gerekmeyenler listesi, rota oluşturma ipuçları, Hindistan’la ilgili doğru bilinen yanlışlar ve yanlış bilinen doğrular olacak. O zamana kadar sevgiyle kalın!