Kendi kalemimden:
Dar ve karanlık bir hücredeyim biraz sonra, son yemeğimi yiyeceğim.Hücremde oluşan yoğun nem kokusu beni her geçen dakika biraz daha ürkütüyor aslında korkmuyorum içimde artık güneşin yakıcı sıcaklığını hissedememenin endişesi var.Hücremin duvarlarında benden önce idama giden insanların yazdığı yazılar, çizdiği son resimleri var.Biraz titreme geliyor hafif üşüyorum ama kim biraz sonra ölecek birinin üşümesiyle ilgilenir ki ben artık ölümünü bekleyen biriyim.
Hapishanenin kıdemli gardiyanı geliyor yanıma.
- Ne istersin son yemeğinde?
- Biraz patates ve süt.
- Hazır mısın? Birazdan götürecekler seni.
- Hazır olmasam ne değişecek ki ?
Son yemeğim geldi hayatımda yediğim en lezzetli patates ve süt,o yemek bitmesin istedim güzel olmasından değil ölüme gitmemek için.
Beyaz bir önlük giydirdiler artık bir an önce olsun bitsin istiyordum beklemek insanın kendi ölümünü beklemesi ne acı...Ellerim arkadan bağlı yürüyoruz dar ağacına doğru ve artık sonum gelmişti. Benim ölümümü izlemeye gelen insanlar bana acıyan gözlerle bakıyor,cellat ipi boğazıma geçiriyor,altimda ki tabureye tekmeyi atıyor. Ben can verirken beni izleyenler üzülerek bana bakıyor,sanki ölümü onlarda tatmayacak gibi...