İnsanlar birilerini eleştirdiğimizde sinirlenip beni eleştiremezsin, ben böyle mutluyum, benim fikrim derler ancak uç anarşist kardeş, diyemezsin, öyle bir toplum yapısı maalesef ki yok. Ben de bir anarşistim, ancak beni sabahın üçünde elektrogitar çalmaktan alıkoyan şey, sosyal bağlar ve reputasyon(dıştan gelen saygı) gibi iki önemli damar. Çocuklarınızla dışarıdaki güzel bir restorantta yemek yerken bir anda cama koşarak çarpmam ve ardından camı yalamam sizi ve ailenizi ne denli korkutur söylememe gerek yok.
Peki cama koşma konusunda özgür değil miyim?
Peki camdan size bakamaz mıyım? Bu da bir özgürlük değil mi?
Ya da gözlerimin beyazını mürekkeple saf siyaha çevirip daha sonra tüm yüzüme dövme yaptırıp saçlarımı kazıtsam ve çocuğunuzun matematik öğretmeni olmak için başvursam, cidden benim gibi ucubeyi eğitimci olarak işe alır mıydınız?
Hayatın özünde delilik ve çılgınlıklar yatar elbette, farklı renkler ve farklı giyimler değil meselem, aşırı uç noktalarda durup hâlâ daha toplum ve topluluk desteği beklemekte.
Eğer boynuzlu bir canavar gibi görünmek istiyorsan, git akıl hastalığının özgürlüğünü çıkar. Ama daha sonra kınanma ve eleştirilmeme bekliyorsan orada bir sıkıntı vardır.
Toplumun birlikte durmasının amacı en başta ticaret yapmak, eksklerini gidermek ve organize yaşamaktır. Böylece tehditlere karşı daha korunaklı olunur ve organize çalışarak verimlilikle birlikte pek çok başarılar elde edilir.
İçinde kalmak için ya bir değer üretmeli ya da bir değer almalısınız, bundan sonraki aşama toplum dokusu içindeki bireylerle birlikte yaşamak ve anlaşmaktır.
Eğer ki toplum dokusundan tamamen kopacaksan da eleştiri, alay ve kritiklere hazır bir yalnızlık yaşayacaksın.
En basiti sigara içiyorsan, sentetik uyuşturucu kullanıyorsan bile insanlar seni eleştirebilir ve hakaret edebilir. Biraz olgun ol.
Özgürlükler toplum dokusuyla birlikte gider, bireyler sosyal normlara savaş açabilir ama bunu toplum içinde ve diğer bireylerle birlikte yapar.
Toplumu kökten reddetmek ilk çağlardan dahi önceye dönmektir.
Özgürlüklerin bir kısmı toplum içinde, organize yaşam için takas edilir. Örneğin, nekrofili birinin ölülerle ilişkiye girip ardından kasabada hastalık yayması ve bunu "özgürlük" olarak ifade etmeye kalkması gülünçtür ancak.
Sigara içme özgürlüğün varsa, başkasının suratına üfleme özgürlüğün yoktur, cinsel özgürlüğün varsa da erekte ve çıplak halde parkta koşan insanların üstüne atlayamazsın.
Bunlar delilik raddesinde radikal örnekler ancak yine de anlatılmalı.
Bir kişi çalışma imkanı var ve başka bir o meşguliyeti yok da çalışmayı reddediyorsa o kişi toplum ve topluluk desteğini hak etmez, bireysel özgürlüğünü bireysel bazda yaşar ve saf birey olup toplumla hiç takasa girmez. Ancak buna rağmen bir de eleştirilmeme ve hakarete uğramamayı talep ederse iş değişir. Kimse işini yapan bir doktora hakaret etmez, ancak işini yanlış yapan bir mühendis ya da topluma zararlı biri oldukça fazla kötü söze maruz kalacaktır.
Karışamazsın zihniyeti tam buraya giriyor, eğer ki toplum dokusuna savaş açmadan, kışkırtmadan ya ds başka bir şey yapmadan zarar veriyorsan senin organize insanlar arasında işin yoktur.
Bir toplumda pek çok topluluk bulunur, toplum organik, topluluklar ise yapaydır, örneğin Türkiye Cumhuriyeti Devleti toplumu nerede olursa olsun bazı ortak bağlara sahiptir, Galatasaray, ateizm, türkü severlik, kilise/cami, partiler, politik görüşler gibi pek çok yapay bağ vardır ve insanları yakın ve mutlu kılar.
Örneğin ben bir dinsiz olarak yaşadığım çevreden bunalıyorsam, ateizm derneğine gidebilir, kendime dinsizlerden ve arzularıma göre duran insanlardan oluşan bir topluluk, bir arkadaş grubu kurabilirim. Böylece genel mutluluk oranı artar ve soyutlanmayacağım için şiddet eylemine geçmem.
Ancak dikkat edin ki topluluk kurma işlemleri de toplum içinde oluyor. Birey toplumla takasını son derece zekice yapmalıdır, toplumla takasa girmeyenlere karşı da cephe almalıdır. Bu ortak bir dil üzerinden çatışma arzusunu körükler.
Aşırı şişmanlar, punk'lar aşırı derecede korkutucu cinsel yönelimlere sahip kişiler, şiddet arzusu sahipleri; pedofili, nekrofili, zoofili gibi bireyler tamamen toplum dışı edilmelidir, destek kesilmeli ve düştükleri uyuşturucu, şiddet ve dejenerasyon çamurunda kırbaçlanmaları gerekmektedir.
Ancak böyle toplum için faydalı olup yanlış yön almış kişiler toplumla takasın daha önemli ve zorunlu olduğunu anlarlar ve karşılıklı hak-ödev alışverişinde bulunurlar.
Tiner çekip anayolda dolaşmak, özgürlük değildir.
Çatalı bırakamayarak aşırı şişman hale gelip üretime balta vurmak, özgürlük değildir.
Ölü ile ilişkiye girmek, çocuk tacizi, özgürlük değildir.
Pis koku yaymak özgürlük değildir.
Çok ses çıkarmak özgürlük değildir.
Cinsel açıdan dışarı taşıp taciz etmek özgürlük değildir.
Karşıda bir tarafın etkilenip rızası olmadığı hiçbir şey özgürlük değildir.
Hastalık taşıdığı halde, enfekte ettiği halde tedaviyi reddetmek özgürlük değildir.
Medeniyetin imkanları ile medeniyeti yıkmaya çalışmak, gericilik, primitiflik, özgürlük DEĞİLDİR.
Çocukların beynini yıkamak, özgürlük değildir.
Çocukları aşıya götürmemek özgürlük değildir.
Trafiği tıkamak özgürlük değildir.
Karışamazsın zihniyeti yanlıştır, hasar verildiği sürece karışma hakkım vardır.
Hele kamu olayları gibi bireyliğimi direkt etkileyen şeylerde karışabilir, tahkir edebilir ve eleştirebilirim.
Özgürlük budur, kötü şeylete maruz kaldığında tepki gösterebilmektir.
Hayatınızın direksiyonunu elinize alın, istifçilik, aşırı kilo, kleptomani, duygudurum bozukluğu, sosyal anksiyete veya başka bireylere karşı aşırı korkunuz varsa gidip tedavi olun.
Şişman mısınız?
Dahiliye'den randevu alın.
Kleoptomani?(Hırsızlık hastalığı)
Psikiyatri.
Sigara bağımlısı mısınız? Çocuğunuzu, eşinizi pasif içici yapıp hayatlarını mı mahvediyorsunuz?
Önce eczane sonra hastane.
Karışmak en doğal hakkımdır, yaptığınız eylemlerin sorumluluğunu üstlenin ve gerekirse yardım alın; çünkü birlikte yaşamak zorundayız.
This post has received a 0.28 % upvote from @drotto thanks to: @banjo.