Türklerin tarihi çok ilginç Orta Asya'dan gelip Anadolu'ya yerleşmiş ondan sonra Rumeli'ye yayılmış ve Avrupa'nın göbeği olan Viyana önlerine ilerlemişler. Bunları yaparken Atilla ya da Cengiz gibi gelip geçici olmamış kurumsallaşmış ve yüzyıllarca bu topraklarda dikiş tutturmuştur.
Bir hafta fakat toplumsal gelişme bakımından Avrupa'ya göre geride kalmış isyana önlerinde at oynatırken 70 yıl önce icat edilmiş olan ve bir süredir Yahudilerin İstanbul'a inşaa ettikleri bakım evine yabancı kalmışlar.
Bu bir gösterge dolayısıyla Osmanlı'da yoğun sayılabilecek bir düşünce hayatı bulabilmek için 1860'tan sonra başlayan özel gazeteciliği beklemek gerekir imparatorluk 1683 den başlayarak az çok sürekli bir biçimde askeriyenin ilgiyi ve toprak kaybının yaşamış 19 yüzyıla gelince imparatorunun parçalanma süreci ulusçu ihtilallerin eklenmesiyle daha da hızlandı.
Bu gelişme 1920 Sevr Antlaşması'na değil sürdü. 2 yüzyıl Osmanlı Devleti ve Türkler hep topun ağzında idiler İstanbul gibi bir dünya kendine Avrupa'da bir ülkeye tutunmak isteyen bir devlette düşünce hayatının bu ölümcül sürece kadar çare aramak cazibesinden kendini kurtarması doğaldır.
Onun için hep Bu devlet nasıl kurulur sorusuna sorusuna kafa patlatıldı ve daha soyut ve daha farklı konulara tekel atılamadı. Türkiye bugün hâlâ Sevrin şokunu üstüne ata binmiş değil. Zira zaman zaman o ölüm fermanını hatırlatan davranışlara düşüncelerle karşı karşıya geliyoruz. Sonuç olarak Türk düşünce hayatı Öncelikle siyasal meselesi olmuştur.
Yalnız şunu da söyleyeyim ki aranırsa her soyut metafizik öğretilerinin gerisinde de ait siyasal bir arka plan bulmak olanaklıdır Ama bu biraz yerindedir. Örneğin Platon Aristoteles in Hegel'in siyasal birilerini bulmak için dönemlerinin tarihini ve bu kişilerin hayat hikayelerini bilmek gerekir
@resteemator is a new bot casting votes for its followers. Follow @resteemator and vote this comment to increase your chance to be voted in the future!