-Heraklion Dağcılık Kulubü ile ilk yürüyüş etkinliği
Heraklion Dağcılık Kulubü ve ESN'nin düzenlediği etkinlikten sonra daha önce ki yazımda bahsettiğim gibi kulübe üye olmuştum. Benle birlikte kulübe katılmaları için samimi arkadaşlarımı ikna etmeye çalışsam da bir kişi hariç diğerlerinin umurunda olmadı açıkçası.
O arkadaşımla da Ege Ünivesitesi'nde aynı bölümde okuyorduk ve birbirimizi daha önceden tanıyorduk.
İki Türk arkadaş düzenlenecek etkinliği dört gözle bekliyorduk. Hafta içi Michalis ile iletişime geçtikten sonra etkinliklerin her pazar gerçekleştiğini öğrenmiştik. Her pazar sabah 9'da otobüsler Özgürlük Meydanı'ndan harekete geçiyormuş.
Pazar sabahı erkenden uyanıp, düşmüştük yollara.
Ve ilk durak Strouboulas zirvesi idi.
Strouboulas, batıda seyrederken Kandiye'den görebileceğiniz ilk zirve noktası. Üst kısımların yüksekliği deniz seviyesinden 798 metre yüksekliğindedir, çevredeki dağlara kıyasla küçük bir yüksekliktir. Strouboulas'un yerli halk tarafından özel ve sevilen şeyi, Kandiye'den bakarken piramit veya yanardağı hatırlatan şeklidir. Aslında, doğudan batıya doğru şekli uzanır, ancak şehirden mükemmel bir piramit gibidir.
Doruk noktasına tırmanmak, yokuş yukarı yaklaşık 45 dakika yürüyüş gerektirir. Tırmanmanın en yaygın yolu, kışın küçük bir kırmızı gölün oluştuğu Strouboulas'ın güzel platosunun yolu. Zirveye giden yol Saint George Kilisesi'nin yanında, başlangıçta bir toprak yol boyunca ve daha sonra dik ama iyi işaretlenmiş bir iz üzerinde başlıyor. Tırmanış boyunca dağın seyrek bitki örtüsü sakız ağacı ile dönüşümlü çalılar ve meşe ağaçlarından oluşur.
Zirvedeki Kutsal Haç'lı tarihi kilise, Tylisos köyüne ait. Kilise, Venedik Çağından kalma kutsal zirveye inşa edildiği ve muhtemelen eski bir kutsal alan üzerine inşa edildiği için yüzyıl uzunluğunda bir tarihe sahiptir. Alman işgali sırasında, Almanlar Kandiye Körfezi'nin tamamını kontrol etmek için kilisenin yanında makineli tüfek yuvaları yaptılar. Savaşı kaybettikten sonra, Almanlar tüm askeri tesislerini havaya uçurdu ve eski kilise yerle bir oldu. Almanlar tarafından bu anıtın tahrip edilmesi veya Girit anıtlarının tamamen imhası bugüne kadar asla yargılanmadı ve adalete kavuşmadı. Savaştan sonra ise Tylisos sakinleri tapınağı sıfırdan yeniden inşa etti. O tarihten bu yana, Kutsal Haç kilisesi tüm bölge için çok önemli bir hac mekanı oldu. Hatta 14 Eylül bayramından bir gece önce orada konaklayan Hristiyanlar bile oluyor.
The historic church of the Holy Cross which belongs to the village Tylisos by Heraklion
Aria From Hiking Club
Zirveden konuklar, Girit'in her yönünde eşsiz manzaranın keyfini çıkarabilir, çünkü küçük yüksekliğine rağmen adanın yaklaşık 2 / 3'üne bakmaktadır. Bugünkü kilisenin kuzey ve doğusunun arkasında hala Alman tesislerinin kalıntılarını görüyoruz.
Heraklion Genel Görünüş/ View of Heraklion
Kiliseye vardığımızda hem manzaranın tadını çıkarmak için hem de dinlenmek için kısa bir mola verdik. Bu arada herkes getirdiği yiyecekleri birbiriyle paylaşıyordu. Türkiye'deki yürüyüşlerin aksine burada alkol tüketimine kimse karışmıyordu. Çünkü herkes bilinçli bir şekilde keyfini çıkarıyordu.
Bizde malum! Sarhoş olana kadar içeriz!
Raki ve metaxa ikramları ile doğanın tadını çıkarıyordum:)
Keyifli geçen zamanın ardından artık otobüslerimize doğru yürüyebilirdik. İlk başta aynı yerden binceğimiz hissine kapılmıştım. Ama otobüslerin bizi Marathos köyünde beklediğini Michalis'ten öğrenince bütün yorgunluğum gitmişti. Çünkü yeni bir yer daha görmenin mutluluğu bedenimi kaplamıştı.
Marathos
-Marathos
Bu köy Malevizi bölgesinde, deniz seviyesinden 400 metre yükseklikte ve Kandiye'nin 20 kilometre batısına kurulmuş güzel bir köydür.
Köyünü terk etme niyetine sahip olmayan, yeni evleri ve girişimci sakinleri olan canlı bir yerleşim yeridir. Marathos, zengin ve geleneksel mutfağı olan tavernaları ile ünlüdür. İlginç bir mağara olan Doxa, ana yoldaki köyden biraz uzakta ve kavşakta biraz ileride bulunur.
Ada'nın özgürlüğünü ele geçirmek için çektiği birçok savaşı anan Savaş Anıtı, bir ödüle layık görüldü ve Marathos'tan gelen ve ana yoldaki küçük ahşapta bulunan ünlü heykeltıraş Klinakis Yannis tarafından yaptırıldı.
Marathos'a vardıktan sonra herkes bir tavernaya oturdu. Ben ise kısa bir köy turundan sonra aralarına katıldım.
Bu arada bir kaç fotoğraf çekme fırsatım oldu.
Daha sonra tavernaya doğru yola koyulmuştum.
Yöresel lezzetlerin tadını, ev yapımı şarapla çıkardıktan sonra eve gidip dinlenmek istiyordum:)
Bir sonraki yazımda Lasithi gezimizden anıları paylaşacağım, sağlıcakla kalın.
Detaylı bilgilere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
http://www.climbincrete.com/en/Trekking/Heraklio/Strouboulas
http://www.interkriti.org/crete/iraklion/marathos_village.html
- First trekking activity with Heraklion Mountaineering Club
After the event organized by Heraklion Mountaineering Club and ESN, I became a club member as I mentioned in my previous article. I tried to persuade my sincere friends to join the club with me, only one person care about it.
And we were studying in the same department with my friend at Ege University and we knew each other before.
Sinem from my department and only Erasmus friend in the club.
After we communicated with Michalis on weekdays, we learned that the events took place every Sunday. Every Sunday at 9 o'clock the buses took action from near Eleftherias square.
We wake up verly early and we have fallen to roads.
And the first stop was the Strouboulas summit.
Strouboulas is the first peak that one can see from Heraklion when looking to the west. The height of the tops is 798 meters above sea level, a small altitude compared to the surrounding mountains and the range of Psiloritis it actually belongs. What makes Strouboulas special and beloved by the locals is its shape reminiscent of the pyramid or volcano when looking from Heraklion. In fact, however, its shape is elongated from east to west but from the city it looks like a perfect pyramid.
Climb to the peak requires hiking uphill about 45 minutes. The most common way of ascent is the path from the beautiful plateau of Strouboulas, where a small red lake is formed in winter. The path to the summit starts next to the church of Saint George, initially through a dirt road and then on a steep but well marked trail. The sparse vegetation of the mountain throughout the climb consists of bushes and oak trees alternating with lentisk.
At the top there is the historic church of the Holy Cross which belongs to the village Tylisos by Heraklion. The church has a century-long history, as it was built on the holy peak already from the Venetian Era and it was probably built on the site of an ancient sanctuary. During the German occupation, the Germans built pillboxes next to the church in order to control the entire gulf of Heraklion. After losing the war, the Germans blew up all their military facilities and the ancient church was leveled. The destruction of this monument, like so many other German attrocities and brutal acts of desecration or total destruction of Cretan monuments was never brought to justice till today. After the war the inhabitants of Tylisos transported materials on the top and rebuilt the temple from scratch. Since then the church of the Holy Cross is a very important pilgrimage for the whole region and on the feast day of Holy Cross (September 14) many people stay overnight from the previous day.
From the summit visitors can enjoy a truly unique view in every direction Crete, because despite its small height it overlooks about 2/3 of the island. Behind the present church to the north and east we still see the ruins of the German facilities.
When we arrived at the church, we took a short break to enjoy the scenery and to relax. In the meantime, everyone shared the food they brought with each other.
I was enjoying nature with raki and metaxa :)
After a pleasant time, we could now walk towards our buses. At first i felt like we were going in the same place. But when Michalis said that buses were waiting for us in the village of Marathos, all my tiredness was gone. Because the happiness of seeing a new place is covered with my body.
-Marathos
Marathos is a village at 400 meters altitude, along the Old National Road from Heraklion to Rethymnon. The distance to the capital Heraklion is about 20 kilometers and the village of Fodele is 7 kilometers away. Marathos is an old village and it is already mentioned in 1577. It is built on a pre-historical site. Marathos is a fairly lively village with about 400 inhabitants. People here mainly live from agriculture and livestock farming and from the cultivation of olives. There are a number of taverns and mini markets in the village.
When we arrived to Marathos , everyone sat in a tavern. I joined them after a short tour of the village.
In the meantime, I had a chance to take some pictures.
Then I was on the way to tavern.
After enjoying the local delicacies with the homemade wine, I wanted to go home and relax :)
I will share the memories from my Lasithi tour in my next article, stay with me.
Congratulations @hurcell! You have completed the following achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Award for the number of upvotes
Click on the badge to view your Board of Honor.
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
To support your work, I also upvoted your post!
Do not miss the last post from @steemitboard:
SteemitBoard World Cup Contest - France vs Belgium
Participate in the SteemitBoard World Cup Contest!
Collect World Cup badges and win free SBD
Support the Gold Sponsors of the contest: @good-karma and @lukestokes