Adobe programlarını (Photoshop, illustrator, flash, fireworks, dreamviewer, indesign) biliyorum, Unreal Engine biliyorum, html-0c#-asp.net-python- c-c++ biliyorum, Unity de biliyorum. Hatta 3dsmax, maya falan da biliyorum. Excel biliyorum. Rusça çalıştım sonra tutmadı ispanyolca çalıştım olmadı italyanca çalıştım sonra Rusça'yı sevdiğime karar verdim. Tekrar başladım alfabeyi geçemedim yine başa sardım ama birkaç ay sonra dönüp öğrendim.
Kötü aile yapısına bağlı olarak tamamen boş bir çocukluk yaşadıktan sonra lise 2'den itibaren biraz kendime geldim, insanların ne için vakit geçirdiğinin farkında olmadığının bomboş yaşıyor olduklarının farkına vardım. Bundan sonra kendimi geliştirmeye adamış olsam da hiç kolay olmadı. Özellikle odaklanamama ve sürekli karar değiştirme gibi ciddi bir sorunum vardı. Kendimi geliştirip bir konuda uzman, yani specialist olmak istiyordum ama geleceğe dair kurduğum hayallerdeki günlük yaşantım ya ormanlık bir alanda geçiyordu ya da bir rezidansın 50. katında. Atları da çok seviyorum uçan arabaları da. Ben doğa insanı mıyım teknoloji insanı mı? buna asla karar veremiyordum. Hala verebilmiş değilim ama sonuçta artık karar vermiş olsam da olmasam da hayatım bir yöne gidiyor, gitti.
Liseyi endüstri meslekte web tasarımcı olarak okudum. C#, asp.net, html, paket programlar, adobe flash falan öğretildi bize. Pek iyi öğretilmedi, pek de öğrenmedim. Ama her şeye rağmen okulda durumu en iyi olan öğrenciydim. Okul o kadar kötüydü yani. Memleketimdeki yaşamımı sevmediğim için kendimi kitaplara ve internete verdim. Youtube kanalları açtım, farklı twitter hesapları açtım, wordpress'te blog açtım, blogspot'ta açtım sonra gittim twitter hesaplarımı değiştirdim. Facebook'ta futbol sayfalarına yazarlık yaptım. Bir gün Python hakkında saatlerce araştırma yaparken öbürsü gün Rusça hakkında bir şeyler araştırıp aylarca Python'a bir daha bakmadım.
Hz. Muhammed'in bir günü diğer günüyle aynı olan zarardadır lafını çok yanlış anlamışım. Asla ama asla iki gün üst üste aynı şeyi yapmadım.
Düşündükçe ağlayasım geliyordu. Her şeyin farkındaydım, zamanımı boşa harcamamalı hedefimi belirleyerek onun için her şeyi yapmalıydım ama hedefimi belirleyemiyordum. Bir işe yaramam ben dedim. Hiçbir şeyi iyi yapamıyorum her şeyim yarım yamalak falan diyordum kendime. Gelecek kaygım vardı ama planım yoktu. Tek planım daha iyi olmaktı. Ama hangi konuda?
Lise yıllarım böyle her gün farklı bir konuda uzman olmaya çalışarak geçti. Tek uzman olduğum konu araştırma ve bilgi edinmeyi bilmek oldu. Bu arada sürekli bozulan bilgisayarımı da tek başıma tamir etmeye çalışıyor 2. el piyasasını bile kovalıyordum. Kucağımda 1-2 kilometre kasa taşıyıp bilgisayarcıya gidip geliyordum. Ya nolacak benim bu halim?
Üniversiteye geçtim, matbaa bölümünü kazandım İstanbul'a geldim. 3 hayalim var. 1) istanbul 2)erasmus 3) hayalimdeki iş (Benim yıllarca hayalini kurduğum, istediğim saatte istediğim yerden çalışabileceğim ve ailemin senden adam olmaz diye tanımladığı bir iş)
Ünide ilk senem biterken erasmusu kazanmış ve 3Dörtgen adlı 3B yazıcı şirketinde iş bulmuştum. Bak o da şöyle oldu: dediğim gibi, ben matbaa okuyorum ama 3B baskıya ilgim var. Bunlara mail attım beni alın bana da öğretin. CV'mi okumuşlar bakmışlar editörlük geçmişim var blogumuzu yönetir misin? dediler. Dedim olur. Ben yaklaşık 1 yılı uzaktan 1 yılı fiziki olarak 3Dörtgen'de bulundum. Toplam 3 kere falan bir şeyler basmışımdır 3 boyutlu yazıcıda. Böyle de ikizler burcuyum.
1 yıl kadar 3dortgen.com'da blog yazılarını yazdık ekip arkadaşımla ama sitenin yapısı çok kötüydü ve sonuçta bu şirket 3B yazıcı şirketiydi ve bu konu bize yetmiyordu. Ben BU İNSANLARLA BUNU PAYLAŞMALIYIM ABİ ÇOK GÜZEEEL diye her gördüğüm teknoloji haberini paylaşmak istiyordum. Ve paylaşıyordum da. patron bir şey demiyordu hatta hoşuna bile gidiyordu sanırım. Çünkü adamların vizyonu gerçekten farklı. Sonra ben Erasmus'tan geldim. Artık kendimi bu işe adamaya karar verdim. Dedim ki bana doğru düzgün bir site açın da daha fazla emek vereyim ve emeklerim boşa gitmesin. Dediler ki o zaman tüm teknoloji haberlerini yazdığımız ama diğer teknoloji sitelerine benzemeyen bir içerik platformu açalım. Patronum anlattı kafasındakileri, ben anlattım kafamdakileri. Sonra birkaç ayda siteyi açtık, birkaç yazı depoladık ve başladık. Yaklaşık 1 yıldır yapıyoruz bu işi. Patronum diğer işlere yoğunlaştı, ekip arkadaşım okulu yüzünden bırakmak zorunda kaldı ve ben nerdeyse 5-6 ayı tek başıma götürmek zorunda kaldım. Şimdi Bilge diye bir arkadaş geldi, sağ olsun bize güç kattı.
Ne fark ettim biliyor musunuz?
Geçen hafta medipol üniversitesi'nde bir etkinliğe katıldık. Stand açtık ve insanlara gelecekburada'yı anlatmaya çalışıyoruz. insanlar geliyor, içerik sitesiyiz diyorum. "Gelecek burada günümüzde geliştiğine tanık olduğumuz teknolojilerin gelecekte kültürümüze nasıl etki edeceğini araştırır" falan diyorum ama sonra fark ediyorum ki insanlara ulaşmıyor bu cümleler. Bir noktadan sonra insanlara mesleklerini ve bölümlerini sorarak onun üzerinden gitmeye karar verdim. Aslında tam olarak gelecekburada.net'te yapmaya çalıştığımız şeyi görsel ve işitsel destek alarak yaptım. Zaten genel olarak sorunumuz insanların okumayı sevmesi.
Yakışıklı bir doktor geldi. 6 yıldır görev yaptığını söyledi. Anlattım işte sizin sektörde 3B yazıcılar şöyle, yapay zeka böyle kullanılıyor. Blockchain'in ise böyle kullanılması planlanıyor falan dedim. Adam şaşırarak baktı. Evet biraz biliyorum falan dedi. Sonra mühendislik öğrencileri geldi, psikoloji öğrencileri geldi, yazılımcısı geldi mimarı geldi tasarımcısı geldi. Hepsine bir şeyler anlattım. Sonra diğer standları gezmeye gittiğimde bir hukuk standında durdum. Dart atıp karşılığında soru cevaplama hakkı kazanıyorduk. Attım dartı, bilemedim soruyu. Sohbet etmeye başladık, gaza geldim kadına anlatmaya başladım ilerde robotlar insan öldürünce nasıl yargılanacak? yaptıkları resmin, yazdıkları şiirin telif hakkı kimde olacak? falan diye. Kadının gözleri o kadar tatlı ve o kadar güzel bir ivmeyle açıldı ki, bembeyaz hafif tavşansı dişleriyle muhteşem bir uyumu vardı. Kızı ne kadar etkilediğimi fark ettiğimde fazlaca kendimden etkilendim. Dedim Hasan sen hayatında daha önce herhangi bir kadını böyle etkiledin mi acaba?
Sonra eve gittim, biraz düşündüm ve fark ettim ki ben çok şey biliyormuşum aslında. Yapay zeka, 3B yazıcılar, Blockchain, Kripto paralar, yapay-artırılmış-karışık gerçeklik ve nicesinin birçok farklı sektörde nasıl kullanılabileceğine dair bilgim var. Ve bunların hepsini düşünürken yazılımın nasıl yapıldığını, algoritmanın neler olduğunu genel olarak teknoloji konusunda zorlukların neler olduğunu bayağı benimsemişim. Çok özel bir şey de yapmadım aslında.
Tüm gençliğimi bilgisayar başında anlamsız youtube videoları izleyip, cs:go oynayarak geçirmemek dışında.
Geçen sene aşık olduğum Rus bir arkadaşım vardı. Kendisi MIT'ye gitme konuusunda biraz karamsar bir duyguya bürünmüştü. "Bir şeyi istediğinde ve onun için uğraştığında; bir gün fırsat geliyor. Aslında fırsat geldiğinde o fırsatı kaçırmamak için çabalıyoruz" demiştim. O cümleyi kurarken çocukluğumdaki düşüncem vardı aklımda. Ben çocukken "İngilizce öğrenmeliyim çünkü ya çok güzel bir kıza denk gelirsem ve konuşamazsam? Ya çok sevdiğim bir oyuncuyu yakalarsam ama sohbet edemezsem?" diye düşünüyordum.
Ve bu noktada yine çok çarpıcı 2 gerçekten bahsedebilirim.
- Ben asla ingilizce çalışmadım (O milyonlarca farklı programı, yazılım dilini öğrenmek için araştırma yaparken, youtube'da video izlerken öğrendim ve aklıma takılan bir şey olduğunda google'a yazıp öğrendim)
- Aşık olduğum Rus kızla, bana çeviri için ihtiyaç duyması sayesinde tanıştım.
Yazıda biraz içimi döktüm ama güzel bazı anafikirler çıkabilir. Mesela, asla boş vakit geçirmeyin. Mesela, asla vazgeçmeyin. Mesela asla Rus bir kıza aşık olup, söylememezlik yapmayın.
(Bu arada, hala specialist olma hayalim var)
Welcome to Steemit @hasanhkesen!
I wish you much success and hope you find Steemit to be as rewarding and informative as I have.
Here are some links you might find useful.
Your stats on SteemNow
Your stats on SteemWorld
Your stats on SteemD
How to use Minnow Booster
How does Steemit actually work?
Introbot is hosted and managed with donations from @byColeman to help make your journey on Steemit be truly rewarding. Your feedback is always welcome so that we may improve this welcome message.
Oh yea, I have upvoted you and followed you. Many blessings from @introbot & @bycoleman
welcome to steemit hasanhkesen and enjoy stay here .