The Perfect End: Efes Ancient City #4 - Mükemmel Son: Efes Antik Kenti #4 [EN-TR]

in Worldmappin10 months ago (edited)

Hello dear followers and readers, today I will share with you the last chapter of the Ancient City of Ephesus. Thank you very much for your interest and support in this long, wonderful but exhausting adventure. Where were we left off?


I remember, I left you right in front of the state agora, which is not so magnificent now, but it used to be the political heart of the city. This square, probably built in the 1st century BC, covers an area of 160 X 58 meters. You can see a reconstruction of this area in one of the photos of the information board.


And this cutie was sitting on one of the columns there, eating the corn with dip he was given. You'd get a lot more respect if you were in ancient Egypt, man. I'm not sure if they're doing the cat a favor or a disservice by giving him this corn. Because it's very hot and it's a very salty food. It's gonna make him really thirsty. I hope you drank plenty of water that day, kitty.


This place you see in the previous photo looks like an ancient theater, but it is not, it is a Bouleuterion. That is, the place where the sessions of the city council were held. It is quite difficult to memorize and say, at least for me. It felt quite strange to enter from these stairs. I felt like a nobleman in the senate and I felt like we were about to talk about the issues of the country.


This place to the west of the Bouleuterion was called the Rhodian Peristyle in architecture because of the order of its columns. The huge statues of Artemis the Beautiful and Artemis the Great, which I shared with you in the Ephesus museum, were found during excavations in this area. You can see the reconstruction of some of the columns of that period in the photo.


This is another view from another angle, it looks much more magnificent from this angle.


What a crowded day it was. The tour guide was telling long stories about this place but I didn't have time to listen as my relatives were waiting for me. See the top left where people are taking photos? I will show you the view from there in a moment.


It looks amazing. I don't know why, this is one of my favorite photos I took there. Maybe because I can see the whole Kuretes Street in one frame. And in the background you can see the Celeus Library.


Two wonderful columns and reliefs that I saw on the way down. Everyone was trying to take photos here so I didn't have much time, I tried to do my best haha. They never compromised the aesthetics of the columns, they always look in the best shape.


Here we go down the street towards the Library of Celeus.


On the way there I saw the Androclos Monument, it used to look great but now it's gone. This sweet dog agreed with me. The monument was called the Byzantine pool for a long time because of the pool of water in front of it. It was probably built in the 1st century BC in honor of Androclos, the founder of the city.


Right in front of the library is Hadrian's Gate. This three-story gate marks the turnoff of the Religious Procession Road to Ortygia. The lower part consists of a wide passage and two narrow passages for traffic flow. This structure was previously destroyed in an earthquake and then rebuilt. The partial restoration to its present state was financed by Anton Kallinger-Prskawetz. We cannot thank such people enough. We could have seen it as a ruin, but thanks to this businessman we can see at least part of it standing. When I took the photo I made sure that the sun was between the two gates, I think it looks nice.


And here is the huge Library of Celeus. It looks incredible. It's beautiful both up close and from afar. The aesthetic image I was talking about is also on the columns here. It's great that it's still standing despite the frequent earthquakes in this region. And people seem to trust its durability. There were many people taking photos leaning on the columns lol.


Let me show you something more interesting. There was a man drawing a picture of this library. He was incredibly talented and everyone was watching his drawing. So I took a picture of him and watched him for a short while. I didn't want to disturb him but I think it was a great moment. I don't think I will forget this detail even after many years.


A photo of my aunt and uncle in front of and from inside the library. Of course my sweet little cousin is there too. I couldn't take many photos because it was so crowded inside.


Then we visited the old Market Place - Tetragonos Agora, where people used to shop centuries ago. I can't even imagine how crowded it was as it was a huge area. By the way, this was where those huge trees were. There was a woman who went up to the trees and hugged them, but her arms couldn't even cover half of the tree. We sat under it for a while and enjoyed the wind and the shade.


This is the last photo I took before I left. Thank you very much for accompanying me on my adventure, I hope you enjoyed it. Don't forget to share your thoughts about my post in the comments section. Take care and have a great day.

TR

Selam sevgili takipçilerim ve okurlar, bugün Efes Antik Kenti'nin son bölümünü sizlerle paylaşacağım. Uzun, harika ama bir o kadar da yorucu olan bu macerama gösterdiğiniz ilgi ve destek için çok teşekkür ederim. Nerede kalmıştık?


Hatırlıyorum, sizleri devlet agorasının tam önünde bırakmıştım. Şu anda o kadar görkemli bir şey görünmese de eskiden burası şehrin politik kalbiymiş. Muhtemelen Milattan önce 1. yüzyılda yapılan bu meydan 160 X 58 metrelik bir alanı kapsıyormuş. Bilgi levhasının fotoğraflarından bir tanesinde bu alanın rekonstrüksiyonunu görebilirsiniz.


Bu tatlı şey de oradaki sütunlardan bir tanesinin üzerinde oturmuş kendisine verilen soslu mısırı yiyordu. Antik mısırda olsaydık çok daha fazla saygı görürdün dostum. Bu mısırı vererek kediye iyilik mi kötülük mü yapıyorlar emin değilim. Çünkü hava çok sıcak ve bu da oldukça tuzlu bir yiyecek. Onu iyice susatacaktır. Umarım o gün bol bol su içmişsindir kedicik.


Bir önceki fotoğrafta da gördüğünüz bu mekan bir antik tiyatro gibi görünse de değil, burası bir Bouleuterion. Yani kent meclisinin oturumlarının düzenlendiği yer. Ezberlemesi ve söylemesi oldukça zor, en azından benim açımdan. İçeri bu merdivenlerden girmek oldukça garip hissettiriyordu. Kendimi senatoda bir soylu gibi hissettim ve sanki birazdan ülke meselelerini konuşacaktık.


Bouleuterion'un batısındaki bu yer sütunlarının sırası gereği mimaride Rodos tipi Peristil olarak adlandırılıyormuş. Efes müzesinde sizinle paylaştığım devasa heykeller olan Güzel Artemis ve Büyük Artemis heykelleri bu bölgedeki kazıda bulunmuş. O dönemki sütunların bazılarının tekrar inşa edilmiş halini fotoğrafta görebilirsiniz.


Bu da bir başka açıdan görünüşü, bu açıdan çok daha görkemli görünüyor.


Ne kadar da kalabalık bir gündü. Tur rehberi buraya dair uzun uzun hikayeler anlatıyordu ancak akrabalarım beni beklediği için dinleyecek zamanım yoktu. Sol üstte insanların fotoğraf çektiği yeri gördünüz mü? Birazdan size oradan manzarayı göstereceğim.


Harika görünüyor. Neden bilmiyorum, orada çektiğim fotoğrafların içinde favorilerimden biri bu. Kuretler Caddesi'nin tamamını tek bir karede görebildiğim için olabilir. Arka tarafta da Celeus Kütüphanesi'ni görebilirsiniz.


Aşağı inerken gördüğüm iki harika sütun ve kabartmalar. Herkes burada fotoğraf çekmeye çalışıyordu dolayısıyla çok zamanım yoktu, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım haha. Hiçbir zaman sütunların estetiğinden ödün vermemişler, her zaman en iyi durumda görünüyorlar.


İşte caddeden aşağı Celeus Kütüphanesine doğru gidiyoruz.


Giderken Androklos Anıtı'nı gördüm. Burası eskiden harika görünüyormuş ama şimdi o halinden eser yok. Bu tatlı köpek de benimle aynı fikirdeydi. Anıt önündeki su havuzu yüzünden uzun süre Bizans havuzu olarak anılmış. Yüksek ihtimalle şehrin kurucusu Androklos şerefine milattan önce 1. yüzyılda inşa edilmiş.


Kütüphanenin hemen önünde ise Hadrianus Kapısı var. Üç katlı bu kapı Dini Alay Yolu'nun Ortygia'ya giden sapağını gösteriyor. Alt kısmı trafik akışını sağlayan bir geniş geçiş ve iki dar geçişten oluşuyor. Bu yapı daha önce bir depremde yıkılmış ve daha sonra tekrar inşa edilmiş. Bu haline gelmesi yani kısmi restorasyonu Anton Kallinger-Prskawetz tarafından finanse edilmiş. Böyle insanlara ne kadar teşekkür etsek az. Burayı bir harabe olarak da görebilirdik ancak bu iş adamı sayesinde en azından bir kısmını ayakta görebiliyoruz. Fotoğrafı çekerken güneşin iki geçidin arasında kalmasına dikkat ettim, bence hoş görünüyor.


Ve işte devasa Celeus Kütüphanesi. İnanılmaz görünüyor. Hem yakından hem de uzaktan çok güzel. Bahsettiğim estetik görüntü buradaki sütunlarda da var. Bu bölgede sıkça deprem olmasına rağmen dimdik ayakta olması harika. İnsanlar da sağlamlığına güveniyor gibi görünüyor. Sütunlara dayanarak fotoğraf çeken pek çok insan vardı lol.


Size daha ilginç bir şey göstermeme izin verin. Orada bir adam bu kütüphanenin resmini çiziyordu. İnanılmaz yetenekliydi ve herkes çizimini izliyordu. Ben de bir fotoğrafını çektim ve kısa bir süre izledim. Onu rahatsız etmek istemedim ama bence bu harika bir andı. Yıllar geçse de bu detayı unutacağımı zannetmiyorum.


Kütüphanenin yakından, içinden ve de önünde halam ve eniştemin fotoğrafı. Tabi ki küçük tatlı kuzenim de orada. İçerisi çok kalabalık olduğu için çok fazla fotoğraf çekemedim.


Daha sonra eski Pazar Yeri - Tetragonos Agora'yı gezdik. Yüzyıllar önce insanlar burada alışveriş yapıyordu. Çok devasa bir alan olduğu için ne kadar kalabalık olduğunu hayal bile edemiyorum. Bu arada burası o devasa ağaçların olduğu yerdi. Ağaçların yanına gidip sarılan bir kadın vardı ancak kolları ağacın yarısını bile saramıyordu. Biz altında biraz oturup rüzgarın ve gölgenin tadını çıkardık.


Bu da oradan ayrılmadan çektiğim son fotoğraf. Macerama eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim, umarım beğenmişsinizdir. Postumla ilgili düşüncelerinizi yorumlar kısmında paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın ve harika bir gün geçirin.

Sort:  

Bro what a great post, you put a lot of dedication to taking pictures on this trip hahaha. It is incredible how these constructions that are 2100-2200 years old, are still preserved in a good way, especially those carved pillars that you showed. Androklos must be proud from the afterlife hahaha. Thanks for sharing your experiences. Best regards my friend!

Androklos definitely proud of these 😂 Glad you liked my post man I like your nice comment

How cool! Greek mythology fascinated me when I was at school, but I haven't managed to see any of such structures yet. We are planning to go to Greece either this or next year and this is exactly what I expect. It's beautiful! But I hope it's going to be less busy 😉

Well if you go there in the summer it will be crowded, that's inevitable. I look forward to your visit and sharing what you see there.

Bro! Looks like you had an amazing time in Efes! I saw maybe 30% of it! Great shots!

Yeah I did man haha, wish to visit there with you but that was also great. Thanks a lot for the nice words :)

Looking at such ruins, I always think how beautiful they would look when they were not in ruins.

Yeah they would look amazing. I wish to be in a simulation that I can see ancient times and these buildings

They make the things easy to happen even when they didn't have any resources or equipments.
They were on another level just amazed to see their work .

Exactly, that's the most interesting part. In these days yeah they can do things but back then? That's impressive.

I loved getting to know this place full of history through your photos. Best regards🤗

Thanks a lot, glad you liked photos 📸

Looks more like Egypt

Why? You saw a pyramid? 😂