Hello everyone!
How are you? I hope you are well. Or you are doing everything you can to be good.
Being good is a relative thing, of course, but we should not hesitate to do our best.
In order not to disturb the sound of rain echoing in the silence of her penthouse apartment, she had switched off her music that was always on in the background. Simply listening to the sound of the rain was a way of relieving the stress of life standards.
She put her flute aside when she heard the sound of the rain, and since it looked like the rain was going to continue, she picked up the flute and started to put it in its container.
She left her room and headed straight for the kitchen. She put her Tardis cup on the counter and reached for the instant coffee in the coffee machine.
She guarded this cup, made famous by her friends, with her life. Jealousy was a difficult emotion and Harmonia had no intention of dealing with such a difficult emotion.
The love of the instruments she started to do justice to her name never got in the way of the rain. She loved what the rain brought and took away.
When she went to her room with her coffee, she was set up on her bed and Blue was placed next to her. The sweetness of Blue, who approached wherever he found warm, was enough for Harmonia not to open her mouth.
She might think that she has reached peace with the book in her hand, the cat warming her feet, the coffee on her left side and the sound of the rain. And at such times she preferred to focus on what was complete rather than what was missing.
Over time, the sound of the rain diminished and finally stopped. After a period of time when she immersed herself in the world of the book in her hand, she took the last sips of cold coffee and headed towards the kitchen again.
She realised that Blue was following her when she heard a tiny clatter. The tail she felt on her feet made Harmonia smile. Then suddenly something came to her mind. It had rained, but there was no sun. It was still dark. So what came to her mind was not a rainbow.
The pain in her nose was from longing this time. She missed the smell of soil after the rain. She thought that she could not smell the smell of the food cooked in her kitchen, so she quickly moved towards the living room. When she reached the balcony, the view of the city was under her feet, but something was missing.
She opened the window and let in the wind, which was strong enough to blow her back. She corrected her backward step with her balance and tried to resist. The rain had stopped, but it seemed that it would soon return with more intensity.
She took this opportunity as much as she could and took deep breaths. She could taste this pleasure again when the coming storm was over, but why not use it now when there was such an opportunity, right?
The fierce wind accompanying the deep breaths was constantly trying to destroy Harmonia despite her resistance. She could endure this as she endured everything, right? Suddenly, the song sung by Elsa in the animation Frozen came to her mind.
She let out a small laugh and tried to think of other ideas because she didn't want to sing this song all the time the rest of the week.
Then she suddenly started to feel tiny drops on her face. The rain, which would continue as she thought, greeted her with tiny drops. She didn't want the balcony to get wet, so she closed the window and went back to the kitchen for her second coffee.
She continued this cycle for the rest of the day. Until the rain stopped again. This time the sun seemed to be shining, the sky was brighter. And what she was waiting for came true. Something even more beautiful than she expected.
With the happiness of this, she opened the window, not caring that it was cold. Then she sat down on the floor. She tried to enjoy the smell and the wonderful sight of these wonderful rainbows.
Herkese merhabaaa!
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ya da iyi olmak için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuzdur.
İyi olmak göreceli bir şey elbette ama elimizden geleni yapmaktan çekinmemek gerek.
Çatı katındaki dairesindeki sessizlikte yankılanan yağmur sesini bozmamak için klasiği olan arka planda sürekli açık olan müziğini kapatmıştı. Sadece yağmurun sesini dinlemek hayat standartlarının üzerine yüklediği stresini atmanın bir yöntemiydi.
Elindeki yan flütünü kenara yağmurun sesinin duyduğunda kenara bırakmıştı ve anlaşılan yağmur devam edecek gibi durduğundan flütü toplayıp kabına koymaya başladı.
Odasından çıkıp dümdüz mutfağa doğru ilerledi. Elindeki Tardis bardağını tezgahın üzerine koydu ve kahve makinesindeki hazır kahveye uzandı.
Arkadaşları tarafından meşhur edilen bu bardağı hayatı pahasına koruyordu. Kıskançlık zor bir duyguydu ve Harmonia'nın böyle zor bir duyguyla uğraşmak gibi bir niyeti yoktu.
İsminin hakkını verebilmek için başladığı enstrümanların aşkı hiçbir zaman yağmurun önüne geçemedi. Yağmurun getirdiklerini, götürdüklerini çok seviyordu.
Kahvesiyle odasına geçtiğinde yatağına kuruldu ve Blue yanına kuruldu. Sıcak bulduğu her yere yanaşan Blue'nun tatlılığı Harmonia'nın ağzını açmaması için yeterliydi.
Elindeki kitabı, ayaklarını ısıtan kedisi, sol tarafındaki kahvesi ve yağmurun sesi ile huzura ulaştığını düşünebilirdir. Ve eksik olanlardansa nelerin tam olduğuna odaklanmayı tercih ediyordu böyle zamanlarda.
Zamanla yağmurun sesi azaldı ve en sonunda kesildi. Elindeki kitabın dünyasına daldığı bir zaman diliminden sonra son yudumları kalan soğumuş kahvesini aldı ve tekrar mutfağa doğru ilerledi.
Minik bir tok ses geldiğinde Blue'nun onu takip ettiğini anladı. Ayaklarında hissettiği kuyruk Harmonia'yı gülümsetti. Daha sonrasında bir anda aklına bir şey geldi. Yağmur yağmıştı fakat güneş yoktu. Hava hâlâ karanlıktı. Yani aklına gelen şey gökkuşağı değildi.
Burnunun sızısı bu sefer özlemdendi. Yağmurdan sonra gelen toprak kokusunu özlemişti. Mutfağında yapılan yemeklerden kokusunu alamayacağını düşündüğü için hızlı bir şekilde salona doğru ilerledi. Balkona ulaştığında şehrin manzarası ayaklarının altındaydı fakat bir şey eksikti.
Pencereyi açtı ve içeriye onu geri savurabilecek güçte olan rüzgarın girmesine izin verdi. Geri attığı adımı dengesini sağlayarak düzeltti ve direnmeye çalıştı. Yağmur durmuştu fakat anlaşılan biraz sonra daha şiddetli bir şekilde geri dönecekti.
Bu fırsatı elinden geldiğince değerlendirip derin nefesler aldı. Gelecek olan fırtına bittiğinde bu zevki tekrar tadabilirdi fakat şimdi böyle bir imkân varken neden kullanmasın değil mi?
Derin soluklara eşlik eden şiddetli rüzgar, Harmonia'nın direnişine rağmen durmadan onu yıkmayı deniyordu. Her şeye dayandığı gibi buna da dayanabilirdi değil mi? Aklına bir anda Frozen isimli animasyondaki Elsa'nın söylediği şarkı geldi.
Minik bir gülüş bırakıp aklına başka fikirler getirmeye çalıştı çünkü haftanın geri kalan günlerinde sürekli bu şarkıyı söylemek istemiyordu.
Sonra yüzünde bir anda minik damlalar hissetmeye başladı. Düşündüğü gibi devam edecek olan yağmur minik damlalarıyla onu selamlamıştı. Balkonun ıslanmasını istemediği için pencereyi kapattı ve tekrar mutfağa doğru, ikinci kahvesi için ilerledi.
Günün geri kalanında bu döngüyü devam ettirdi. Ta ki yağmur tekrar durana kadar. Bu sefer güneş açacak gibiydi, daha aydınlıktı gökyüzü. Ve beklediği gerçekleşti. Hatta beklediğinden daha güzel bir şey gerçekleşti.
Bunun mutluluğu ile soğuk olmasını umursamadan pencereyi açtı. Sonra da yere oturdu. Kokunun ve bu harika gökkuşaklarının oluşturduğu harika görüntünün zevkini çıkarmayı denedi.
This prompt is from @/shadowspub's Prompt A Day: April 26th. Thank you Shadows 🖤
Bu konu @/shadowspub'ın Güne bir Konu: 26 Nisan'ından alınmıştır. Teşekkür ederim Shadows 🖤
Bütün fotoğraflar aksini iddia etmediğim sürece benim tarafımdan, akıllı telefonumla çekilmiştir.
All photos are taken by me, with my smart phone unless otherwise stated.
All of my content is written in Turkish first and then with the help of translators and dictionaries below translated in English.
https://www.seslisozluk.net https://www.deepl.com/translator
P.S. If you know English AND Turkish, I do that too... If you see a translation discrepancy that was on purpose. I did think this is as proper as I could do. Because there are many differences between these languages.
Not: Hem Türkçe hem de İngilizce biliyorsanız, ben de biliyorum... Eğer çeviri farklılığı görürseniz bunun bilinçli olduğunu bilin lütfen. Bunu yapabileceğim en uygun şekilde yaptığımı düşünüyorum. Çünkü bu iki dil arasında çok fazla fark var.
Congratulations @bemier! You have completed the following achievement on the Hive blockchain And have been rewarded with New badge(s)
Your next target is to reach 50 posts.
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
To support your work, I also upvoted your post!
Check out our last posts: