HAPPY
Part 12
Part 11
Part 10
Part 9
Part 8
Part 7
Part 6
Part 5
Part 4
Part 3
Part 2
Part 1
Finally, I was in search, we were with Gizem. We returned to the hotel between the sunshine of the sun, which was the wire witness to the birth of our love. I was so happy to get on the buses in the evening and return to Izmit. I watched her beautiful face for hours while I slept in my bed. As you look at me when you wake up and remember your smile, that day's excitement is still glowing inside me.
When we were in the country, we were all very tired. The journey had all begun. We sat for a while in the bosom and then we got our rooms scattered. When we got to the room, I threw myself into the bed so that the bed would be lost from underneath. I'm staring at the wall. Finally, I finally turned and shared my happiness with the empty wall. I also told your roommates, you would see a whim of a whirlwind rascal. Of course I have to order something to put it. I ordered a whole bottle of tea in the evening. Fortunately we tore it cheap. We had breakfast with Mystem in the morning and we were going to the school together. Our days have begun to pass together. Of course, this event was also heard in the class, and it was beginning to come. Then that weekend we would have another class activity. At the top of Umuttepe campus is a place like Urban Forest. We were going to have breakfast there on Saturday. Our dormitory was nearby, but there were those coming from the city center. We got up from the morning and took something from the canteens and groceries and grabbed Kent Forest's way. We sat in one of the big tables and we started to prepare, we soon completed the castle with those who came from the center. That day we ate there, we played volleyball, football, roped rope, burning balls, it was a full activity for us. At some point we went to the watchtower with Gizem. Baya was a high place. Again we stood side by side and watched the scenery. I took my hand slowly to the hand, there was a touch. I was sober, I was gonna hold your hand. Then I hold my hand with a sudden move and tighten it slightly, tightening the room. She looked at me and smiled. I smiled at him. We stood there hand in hand for 5 minutes against the scenery. Then we went down and went to our friends.
On that day my happiness has increased one more time. Perhaps I had the most beautiful days of my life. Unaware of the future.
MUTLULUK
Sonunda muradıma ermiştim, Gizem'le birlikteydik. Aşkımızın doğuşunun tel şahidi olan o güneşin ışıltıları arasında otele dönmüştük. Akşam otobüslere binip İzmit'e geri dönüş yolunda o kadar mutluydum ki anlatamam. Yanımda uyurken onun güzel yüzünü saatlerce öylece izlemiştim. Uyandığında bana bakıp gülümsemesini hatırladıkça, o günkü heyecan hala içimde filizleniyor.
Yurda vardığımızda hepimiz çok yorgunduk. Yolculuk hepimizi yormuştu. Kantinde biraz oturup daha sonra odalarımıza dağıldık. Odaya vardığımızda kendimi yatağa öyle bir attım ki yatak altımdan kayıp gidecekti sanki. Duvara bakakaldım öylece. Sonunda be, sonunda değip mutluluğumu boş duvarla paylaşmıştım. Oda arkadaşlarıma da söyledim, bir ıslık bir kıyamet bir dalga geçmeler görecektiniz. Tabi adettendir bir şeyler ısmarlamak lazım. Akşam kantine indik hepsine çay ısmarladım. Ucuz yırtmıştık neyse ki. Artık sabahları Gizem'le birlikte kahvaltı yapıp, beraber okula gidiyorduk. Günlerimiz beraber geçmeye başlamıştı. Tabi sınıfta da duyuldu bu olay, hayırlı olsunlar gelmeye başlamıştı. Derken o hafta sonu sınıfça başka bir etkinliğimiz olacaktı. Umuttepe kampüsünün üst tarafında Kent Orman diye bir mesire alanı gibi bir yer var. Orada kahvaltı yapacaktık cumartesi günü. Bizim yurt zaten yakındı, ama şehir merkezinden gelecek olanlarda vardı. Biz sabahtan kalkıp kantinden ve marketten bir şeyler alıp Kent Orman'ın yolunı tuttuk. Büyük masalardan birine oturduk ve hazırlık yapmaya başladık, az sonra merkezden gelenlerle kadroyu tamamlamıştık. O gün orada yedik içtik, voleybol, futbol oynadık, ip atladık, yakan top oynadık, anlayacağınız dolu dolu bir etkinlik oldu bizim için. Bir ara Gizem'le birlikte gözetleme kulesine çıktık. Baya yüksek bir yerdi. Yine yan yana durup manzarayı seyre koyulduk. Elimi yavaşça eline götürdüm, ufak bir temas oldu. Kararlıydım elini tutacaktım. Derken ani bir hamle ile elini tuttum ve hafifçe sıktım, oda sıktı. Döndü bana baktı gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Orada öyle el ele bir 5 dakika durduk manzaraya karşı. Derken aşağıya inip arkadaşlarımızın yanına gittik.
O gün mutluluğum bir kat daha artmıştı. Hayatımın belki de en güzel günlerini yaşıyordum. Başıma geleceklerden habersiz..