Sabah kurduğumuz saatin çalmasıyla başlıyor stres zaten. Zil sesi ile uyanılmış bir günden akşama kadar ne bekleyebiliriz ki? Hadi bunu aştık diyelim, duştu, giyinmeydi, diş fırçalamaydı da işe giderken ki o kalabalık ne olacak? Sabahın erken saatleri sokaklara çıkmış insanların yüzünden düşen yüz bin parça zaten. Onlara baksan zaten stressin, ferdisin, rahmetli müslümsün. İşe gelmeden daha aldık bir sürü negatif enerjiyi. İşe hiç girmeden bu kainatça bir araya gelip seni yıldırmaya çalışan insan topluluğunun davranışlarından nasıl kendimizi koruruz onu konuşalım.
Bence yine insanlarla konuşarak yeneriz bunu. Aşırı duygusallığa gerek yok. Gülüp geçicen kardeşim. Hayatı ciddiye almak lazım evet ama insanları çok ciddiye almamak lazım. O sana çok ciddi konuşurken onunla dalga geçmek lazım. Gülmek, güldürmek, saçmalamak ve hata yapmak lazım bolca. Sonra bi genişliyorsun, rahatlıyorsun.
Hayatın getirmiş olduğu "az ciddi" stres ve kaygılarla bu şekilde başa çıkabiliyorum ben. Daha ciddileri için başka önerilere ihtiyaç var ama onu şimdi yazıp uzatmayalım.
Bir sonraki proje konusunda sizleri tıkanmış görmekteyim, sizlerde haklısınız :) benim önerilerimden biri herkes yaşadığı yerle alakalı 2 fotoğrafta ekleyerek bir tanıtım yazısı yazabilir.
Bir diğer önerimde bir fotoğraf koyarsınız, dersiniz ki kara kalemle bunu yapmaya çalışın. herkes yapabildiği kadar beyaz bir kağıda karalar, fotoğrafını çeker atar. Hem biraz oturur çizim yaparız, stresimizden az da olsa kurtuluruz :)
Herkes ilk gittiği internet cafeyi anlatabilir ya da. Eminim hırslı ve geçmişe özlemle yazar bir çok kişi. Mutlaka herkesin internet cafesi bir numaradır ve çok anısı vardır.
Ve özel ricam olacak, lütfen proje kurallarınıza Türkçe'yi düzgün kullanmayı da ekleyin ve düzgün kullanmayanlara oy vermeyin.
Herkese iyi Steemler.
başlık çok iyi olmuş. sana aynen katılıyorum