Bitcoin madenciliğinde yüksek oranda enerji tüketiminin olduğu, enerji ve soğutma gibi masrafların karşılanabilmesi ve bunların tamamının sonucunda kar elde edilebilmesi maksadıyla insanların çeşitli yöntemlere başvurduğu bilinen bir gerçektir. Büyük mining şirketleri tesislerini soğuk iklim koşullarında ya da elektrik fiyatının ucuz olduğu ülkelerde kurarak bunu göstermektedir. Ayrıca ülkemizde yakın zamanda Diyarbakır ilinin kırsalıda yaşanan kaçak elektrikle bitcoin üretimi de enerji tüketimin madencilik açısından ne kadar önemli olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Konumuza dönersek DPos, Delegated Proof of Steak kısaltılmış halidir ve bitcoin gibi kripto dünyasındaki birçok birimin aksine enerji tasarrufunu en aza indirgemeyi, ayrıca güvenliği de bir nebze yükseltmeyi amaçlamaktadır. Yakın zamanlarda çeşitli güvenlik açıkları nedeniye yaşanan hardfork olaylarıyla karşılaşılmaktadır. Dpos bu durumu en aza indirgeyerek, bu sistemi kullanan birimlerin güvenliğini üst seviyelerde tutmayı amaçlamaktadır.
Günümüzde şuan için Ntx ve peercoin'in bu sistemi kullanmayı planladıkları bilinmektedir. Dpos'ta ana sistem wallet kullanıcıları arasından seçilen delegeler ile transaction işlemlerin oylanmasıdır. Bu sayede güvenliğin daha ileri seviyelerde olması amaçlanmaktadır. elbette BTC ve ETH içinde aynı şeyler söylemekte iken, çeşitli ve henüz tam olarak nasıl yapıldığı bilinmyene birçok yol kullanılarak güvenlik açıklarından faydalanıp kayıp coinlerin ortaya çıkmasına sebep olunmuş, bu coinlerin kullanıcılarını hardfork gibi bir duruma sürükleme durumunda bırakılmıştır. Bu sebeple Dpos'un da ne kadar güvenilir olacağı POS (Proof of Stake) ve POW (Proof of Work) sistemlerinde olduğu gibi zaman isteyen bir olaydır.
Yani özetlersek DPOS karşımıza şu şekilde çıkmaktadır; Düşük maliyet, yüksek kazanç, güvenlik ve performans.