My Love Story Part 12 (English - Turkish)

in #blog6 years ago (edited)

Part 11
Part 10
Part 9
Part 8
Part 7
Part 6
Part 5
Part 4
Part 3
Part 2
Part 1

kapadokya-otelleri1-2017102511872.jpg

THE MOST BEAUTIFUL NATIONAL PLACE OF THE SUN

Of course after a visa week that hurts our body and soul, of course, sleeping for hours is the most sensible thing to do after a sleepless week.

And next week we will go to class Cappadocia. After the day with Gizem, we had a little time to meet and have dinner together. We went to the cinema once or twice together with a group of friends who went out of school. But I was still cautious about it. But I decided, last time I would talk to him in Cappadocia. And it will not happen anymore.

And there was another excitement. When I first came to Istanbul I saw the students who took breaks at the Ağaçlı Resting Facilities and I mentioned it in the first parts, so I hope that I will take a break there and after 4 years with my friends I could fulfill that dream.

That week came on friday. We picked up our bags with İlhan and went downstairs and met Gizem and we went down there. The hotel is owned by one of our own folk and we paid for only 100 TL for 2 days. We had 2 classrooms in total of 25 people. We were sitting side by side in the otobusa bindik Gizem. On the side we had Ilhan and Elif. The buses were sitting on the front if they were unavailable. There was no coach in the car, the girls in the class were cakes, pies, etc. they did something, we got a plate of men to drink something. Just to get along the way. Our Nedim, I say class of flurry, did not sit for a minute, goes to the front, takes a handheld microphone and makes an announcement like an assistant, we were laughing. Do not put your shoes on your feet, do not put your crying feet on your feet, they can disturb your lost front passengers, and finally, take care not to fall asleep and snore will be awakened by violence. '' Nedim ' It was already good with the chores. They were laughing at the crowd. Sakarya, Bolu and Ankara, we arrived at Aksaray at night. I was sleeping for a while. My mystique woke me up, so I got up and went down with Serdar time to break up. I walked in and went out with friends who had tea, then I went away for a cigarette. I thought I was on my own, and I thought there might be someone here who had my feelings 4 years ago. Life is like that, people do not know what to do with people.

From there we immediately turned left and headed for Cappadocia. We were in the hotel at 7 o'clock in the morning. The hotel is already empty because there is no season. Without leaving our friends, everyone is already in the lobby at 11 o'clock said that we will make our trip today. With Ilhan we both wanted the same room, we went out on the floor and changed ours. We took a shower and said we could sleep a bit. Later, we woke up at 11 o'clock and we all had breakfast together and we went back to the hotel on a tour with a guide that started our trip. Cappadocia was literally a magnificent place. We liked it so much.

Now, for me, the most crucial stage of the trip was approaching. Everyone went out of the room, then I dropped the lobby. I asked the receptionist if there was a place around here where we could watch the sun rise. He immediately said that there was a hill in the back of the hotel and that we could watch from there. She said it would take a 20 minute walk. I thanked and went out to the room again. I picked up the handpiece and called Gizem. Morning call to the phone at 05.30 hours said the courier. There was a hill in the back of the hotel, ideal for watching the sunrise. We go together. All right. He said no one else is coming. I said no two of us. He said it would be OK.

I could not sleep properly until the sabbatical that night. I spent the night thinking about what I could say to Gizem in Kafam. I said in the morning that I was in the morning, so I asked him whether he was in the mystery.
It was a mystery after 5 minutes of indigo down. I told you to wear tightly, it would be cold. He smiled and said, "I'm dressed." After about a 25 minute walk we reached the top. The sun slowly began to appear on the horizon. We sat there in the ground and we were waiting for the sunrise again without looking at a unit.

The sun was so beautiful that it was born to us that day. I said start it. I said the mystery: '' Now a man is born somewhere in the world, a man is dying elsewhere, now a plant is sprouting, a mother lifts her son to a place where a man is crying, a woman is laughing, a woman is laughing, anywhere in the world. '' I felt the mystery turned and looked at me and I turned to him. I continued my promises. And I said, '' Right here, a child is hard to hold herself up with a girl. '' And I hugged the Mystery and then I felt her hand as well. And that moment of happiness was invaluable.

The sun had witnessed that our relationship had begun on that hill that day. And I know the sun was born
for us that day...

GÜNEŞİN EN GÜZEL DOĞDUĞU YER

Bedenimizi ve ruhumuzu hırpalayan bir vize haftasından sonra tabi ki saatlerce uyumak, uykusuz geçen bir haftanın ardından yapılacak en mantıklı şey buydu.

Ve önümüzdeki hafta sonu sınıfça Kapadokya'ya gidecektik. Gizem'le o günden sonra görüşmelerimiz biraz sıklaştı akşam yemeklerini beraber yemeye başladık. Okul çıkışı arkadaş grubuyla birlikte bir, iki defa sinemaya gitmiştik. Ama ben hala ona karşı temkinli davranıyordum. Ama karar vermiştim, son bir kez Kapadokya'da onunla konuşacaktım. Olmayacaksa da olmayacaktı artık.

Ve ayrı bir heyecanım daha vardı. İlk İstanbul'a geldiğimde Ağaçlı Dinlenme Tesisleri'nde mola veren öğrencileri görüp iç geçirdiğimden ilk bölümlerde bahsetmiştim ya işte umarım orada mola veririz ve arkadaşlarımla 4 yıl sonra o hayalimi gerçekleştirebilirdim.

O hafta cuma günü hemen geldi. İlhan ile çantalarımızı toplayıp aşağı inip Gizem'le buluşup aşağı okulun oraya indik. Otelin sahibi bizim hocalardan birinin tanıdığıymış ve biz 2 gün için sadece 100 tl para vermiştik her şey dahildi tabi. Toplam 25 kişilik otobüse 2 sınıf sığmıştık. Otobüse bindik Gizem'le yan yana oturuyorduk. Yan tarafımızda İlhan ile Elif vardı. Otobüs hocalarımız ise ön tarafta oturuyorlardı. Otobüste muavin yoktu, sınıfın kızları sağolsunlar kek, börek vs. bir şeyler yapmışlar, biz erkeklerde tabak çanak içecek bir şeyler almıştık. Yol boyunca yeriz diye. Bizim Nedim, sınıfın fırlaması diyeyim, bir dakika oturmaz mı, ön tarafa geçiyor eline mikrofonu alıyor muavin gibi anons yapıyordu, gülmekten kırılıyorduk. Hatta bir ara şey dedi: '' Sayın misafirlerimiz lütfen ayakkabılarınızı çıkartmayın, malum pis kokabilir ayaklarınız, ağlayan çocuklarınızı ayak dibinize yatırmayın onlar kayıp ön taraftaki yolcularımızı rahatsız edebiliyor, ha son olarak uyumamaya özen gösterin hem uyuyup hem horlayanlar şiddet kullanılarak uyandırılacaktır.'' Nedim'İn zaten hocalarla arası da iyiydi. Hocalarda gülüp geçiyorlardı. Sakarya, Bolu ve Ankara derken gece 4 civarı Aksaray'a varmıştık, ben bir ara uyuya kalmışım Gizem uyandırdı beni, kalk Serdar mola zamanı diye, kalktım beraber aşağı indik evet Ağaçlı'daydık 4 yıl sonra hayalim gerçekleşmişti. İçeri girip çay aldık arkadaşlarla, daha sonra sigara içmek için uzaklaştım biraz onlardan, kendi kendime dedim acaba şu an burada 4 yıl önce benim duygularımı yaşayan biri var mıdır acaba diye düşündüm. Hayat işte böyle, insanın karşısına ne çıkaracağını bilemiyor insan.

Oradan hemen sola sapıp Kapadokya'ya doğru yol alamaya başladık. Sabah saat 7 gibi otele varmıştık. Sezon olmadığı için otel zaten boşmuş. Hocalarımız çıkmadan zaten arkadaşlar herkes saat 11'da lobide olsun gezimizin bugünkü ayağını gerçekleştireceğiz dedi. İlhan'la ikimiz aynı odayı istedik, odaya çıkıp üzerimizi değiştirdik. Duş aldık, biraz uyuyalım dedik. Daha sonra saat 11'e doğru uyandık aşağıya indik hep beraber kahvaltımızı yaptık ve gezimize başladık bir rehber eşliğinde, o gün akşama kadar gezdik akşam otele döndük. Kapadokya tam anlamıyla muhteşem bir yerdi. Çok beğenmiştik.

Şimdi benim için gezinin en önemli safhası yaklaşıyordu. Herkes odasına çıktıktan sonra lobiye indim. Resepsiyonistin yanına gidip, buralarda güneşin doğuşunu izleyebileceğimiz bir yer olup olmadığını sordum. Hemen otelin arka tarafında bir tepe olduğunu ve oradan izleyebileceğimizi söyledi. Yürüyerek bir 20 dakika sürer dedi. Teşekkür edip tekrar odaya çıktım. Telefonu elime alıp Gizem'i aradım. Sabah erkene telefonunu kur saat 05.30'a neden dedi. Otelin arka tarafında bir tepe varmış, güneşin doğuşunu izlemek için idealmiş. Beraber gider izleriz. Tamam olur. Başka kimse geliyor mu dedi. Dedim yok ikimiziz. Tamam olur dedi.

Ben o gece sabaha kadar doğru düzgün yatamadım. Geceyi Kafam'da Gizem'e neler söyleyebileceğimi tasarlayarak geçirdim. Sabah oldu dediğim saatte mesaj attım Gizem'e kalktın mı diye, cevap attı kalktım iniyorum birazdan dedi.
İndim aşağı bir 5 dakika sonra gizem geldi. Sıkı giyinseydin soğuk olur yukarılar dedim. Gülümsedi, giyindim giyindim dedi. Yaklaşık bir 25 dakikalık yürüyüşten sonra tepeye ulaştık. Güneş yavaş yavaş ufukta görünmeye başlıyordu. Biz orada öylece toprağa oturmuş yine bir birimize bakmadan güneşin doğuşunu bekliyorduk.

Güneş öyle güzel doğuyordu ki, sanki bizim için doğuyordu o gün. Ben söze başlayayım dedim. Gizem dedim: '' Şu an dünyanın bir yerinde bir insan doğuyor, başka bir yerinde ise bir insan ölüyor, şu an bir bitki filizleniyor bir yerlerde, bir anne oğlunu kaldırıyor okula gitmesi için, bir adam ağlıyor bir yerlerde, bir kadın gülüyor hem de kahkalarla dünyanın herhangi bir yerinde.'' Gizem dönüp bana baktığını hissettim ve ben de ona döndüm. Sözlerime devam ettim. Ve dedim '' Şu an burada, bir çocuk bir kıza sarılmamak için kendini zor tutuyor.'' Ve sarıldım Gizem'e sonra onun ellerini de belimde hissettim. Ve o anki mutluluğum paha biçilemezdi.

O gün o tepede ilişkimizin başladığına şahitlik etmişti Güneş. Ve biliyorum Güneş o gün bizim için doğmuştu...

Sort:  

You got a plankton sized upvote from @worksinsane because your post appeared in the We Curate quality post search tool. It is a web art thingy thing that searches posts which fulfill predetermined rules. Upvoting isn't automated, @worksinsane reads posts before upvoting.

For more information read the latest post: https://steemit.com/wecurate/@worksinsane/we-curate-6

You got a 89.31% Upvote and Resteem from @singing.beauty, as well as upvotes from our curation trail followers!

If you are looking to earn a passive no hassle return on your Steem Power, delegate your SP to @singing.beauty by clicking on one of the ready to delegate links:
50SP | 100SP | 250SP | 500SP | 1000SP | 5000SP | Custom Amount

You will earn 90% of the voting service's earnings based on your delegated SP's prorated share of the service's SP pool daily! That is up to 38.5% APR! You can also undelegate at anytime.

We are also a very profitable curation trail leader on https://steemauto.com/. Follow @singing.beauty today and earn more on curation rewards!